←Prev   Sin-Elif-Lam  Next→ 

س ا ل
Sin-Elif-Lam
Kökün genel değeri.
senden istemekten , sizden istiyorum , isteyen , istemekle, isteyerek , sana sormak , benden iste , bana soru sor , onlardan istiyorsun , sual , size sorumak , birbirine yemin verme, yeminle istekte bulunmak , sordu, istedi , sana sorarsam , sizden isterim , siz istediniz , sizin ondan istediğiniz , onlardan istediğiniz, sorduğunuz , onlara sorarsan , sana sordu , onu sormuştu , onlara sordu , istediler , sana, istediğin , soruldu , soruldu , istendi , soran, isteyen, talep eden, talep sahibi , sor , onlara sor , o zaman onlara sor , o zaman artık sor , böylece, o zaman ona sor , o zaman, o taktirde sorun , haydi onlara sorun , o zaman, o taktirde onlardan isteyin, onlara sorun , o zaman, artık mutlaka soracağız , mutlaka sorgulanacaksınız , isteyen için, isteyenlerin , soranlar için , elbette, onlara mutlaka soracağız , karşılıklı birbirlerine sorsunlar diye , sorması için , mes’ul, sorumlu , mesuldürler , sorgulanırsınız , biz senden , ve isteyenler (muhtaçlar) , ve sor , ve sor , onlara sor , ve isteyin , ve elbette sorulacaksınız, sorgulanacaksınız , ve elbette soracağız , ve elbette, mutlaka mutlaka sorulacaklar, sorgulanacaklar , ve istesinler , ve sorulacaklar, sorgulanacaklar , ve sana soruyorlar, sorarlar , birbirlerini sorurlar, sorulurlar , sorar , mesul, sorumlu olur , senden istiyorlar , sizden istiyor , sizden ister , sizden onu ister , ondan ister , isterler , mesul olurlar, sorumlu olurlar, sorgulanırlar , sana soruyorlar, sorarlar
   asalaka   (1)

11:47
Nûh dedi: \"Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum.\

   asalukum   (3)

26:164
\"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir.\

6:90
İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: \"Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür.\

11:29
\"Hem ben sizden buna karşı bir mal da istemiyorum. Benim ücretim Allah'tandır. Ama ben iman edenleri paylayıp kovamam. Çünkü onlar Rablerine varacaklar. Ama sizin cehalete batmış bir toplum olduğunuzu görüyorum.\

11:51
\"Ey toplumum! Bu tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına düşmez. Hâlâ aklınızı çalıştırmayacak mısınız?\

25:57
De ki: \"Onun karşılığında sizden bir ücret istemiyorum; ancak Rabbine varmak için bir yol tutmayı dileyenler istiyorum.\

26:109
\"Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm sadece âlemlerin Rabbi'ndedir.

26:127
\"Ben sizden bu iş için bir ücret istemiyorum. Benim ödülüm âlemlerin Rabbi'ndendir.\

26:145
\"Ben bu iş için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim yalnız âlemlerin Rabbi'ndendir.\

26:180
\"Ben bu iş için sizden herhangi bir ödül de istemiyorum; benim ödülüm âlemlerin Rabbi'nden başkasında değil.\

38:86
De ki: \"Tebliğime karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Ben size kendiliğimden/zorlamayla yükümlülük getirenlerden de değilim.\

42:23
Allah'ın, iman edip hayra ve barışa yönelik iyi işler yapanlara müjdelediği, işte budur. De ki: \"Ben, buna karşılık sizden, yakın akrabamı/Ehlibeytimi sevmeniz dışında bir ücret istemiyorum.\" Kim bir iyilik/güzellik üretirse onun için, o ürettiğine bir güzellik daha ekleriz. Çünkü Allah Gafûr'dur, çok affeder; Şekûr'dur, iyiliğe karşılık verir/teşekkür eder.

   l-sāila   (1)

93:10
Yoksulu/bir şey isteyeni azarlama!

   bisuāli   (1)

38:24
Davûd dedi ki: \"Vallahi, senin bir tek koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle sana zulmetmiş. Zaten ortaklardan birçoğu birbiri aleyhine haksızlık ve zulme sapar. İman edip hakka ve barışa yönelik işler yapanlar böyle değildir. Ama onlar da pek azdır.\" Davûd, kendisini imtihan ettiğimizi düşündü; hemen Rabbinden af diledi; rükû ederek yerlere eğildi ve Allah'a yöneldi.

   tus'alu   (1)

2:119
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgusuale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.

   tasalni   (1)

11:46
Allah buyurdu: \"Ey Nûh! O, senin ailenden değildi. Yaptığı, iyi olmayan bir işti. Hakkında bilgin olmayan şeyi benden isteme. Cahillerden olmaman hususunda seni uyarırım.\

   tasalnī   (1)

18:70
Dedi: \"Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!\

   tasaluhum   (2)

12:104
Sen, bu tebliğin için onlardan bir ücret istemiyorsun. O, bütün âlemler için bir hatırlatmadan başka şey değildir.

23:72
Yoksa onlardan bir vergi mi istiyorsun? Rabbinin vereceği daha hayırlıdır. Rızık verenlerin en hayırlısıdır O.

52:40
Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bir borç yüzünden onlar, yük altına mı giriyorlar?

68:46
Bir ücret mi istiyorsun kendilerinden de onlar, bir borç altında eziliyorlar!

   tasalū   (2)

5:101
Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur'an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr'dur, Halîm'dir.

2:108
Yoksa siz de resulünüzden, daha önce Mûsa'dan istekte bulunulduğu gibi isteklerde bulunmak mı diliyorsunuz?! İmanı küfürle değiştirmeye kalkan, yolun dosdoğrusunu saptırmış olur.

5:101
Ey iman sahipleri! Size açıklandığında canınızı sıkacak şeylerle ilgili soru sormayın. Kur'an indirilmekte iken onları sorarsanız size açıklanır. Allah onlardan vazgeçmiştir. Allah Gafûr'dur, Halîm'dir.

   tus'alūna   (3)

34:25
De ki: \"Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu olmayacaksınız; biz de sizin yaptıklarınızdan sorguya çekilmeyeceğiz.\

2:134
İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerinindir. Sizin kazandıklarınız da sizin olacaktır. Siz onların yapıp ettiklerinden sorguya çekilmeyeceksiniz.

2:141
İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerine. Sizin kazandığınız da size. Onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu olmayacaksınız.

21:13
Kaçmayın, içinde servet şımarıklığına düştüğünüz yere, meskenlerinize dönün ki, hesaba çekilebilesiniz.

43:44
Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.

   tasāalūna   (1)

4:1
Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.

   sa-ala   (1)

70:1
Soran birisi, geleceği kuşkusuz azabı sordu.

   su-ila   (1)

2:108
Yoksa siz de resulünüzden, daha önce Mûsa'dan istekte bulunulduğu gibi isteklerde bulunmak mı diliyorsunuz?! İmanı küfürle değiştirmeye kalkan, yolun dosdoğrusunu saptırmış olur.

   su-ilat   (1)

81:8
O diri diri gömülen kız çocuğuna sorulduğunda,

   sa-altuka   (1)

18:76
Mûsa dedi ki: \"Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Vallahi, öyle bir durumda benden ayrılmakta mazur sayılacaksın.\

   sa-altukum   (2)

10:72
\"Yüz çevirdiyseniz çevirin. Ben sizden bir ücret istemedim. Benim ücretim, Allah'tan gelecektir. Bana, müslümanlardan/Allah'a teslim olanlardan olmam emredildi.\

34:47
De ki: \"Ben sizden herhangi bir ücret istemedim; o sizin olsun. Benim ödülüm yalnız Allah'tandır. Ve O, her şey üzerinde bir Şehîd, gerçek bir tanık...\

   sa-altum   (1)

2:61
Siz şöyle demiştiniz: \"Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız; bizim için Rabbine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin.\" Mûsa şöyle demişti: \"Siz daha aşağı bir nimete daha üstün bir nimeti mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır.\" Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr ediyor ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyan ettikleri için böyle oldu. Sınır tanımıyor, azgınlık yapıyorlardı.

   sa-altumūhu   (1)

14:34
Kendisinden istediğiniz her şeyden size bir parça verdi. Allah'ın nimetini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz. Doğrusu şu ki insan, gerçekten çok zalim, çok nankördür.

   sa-altumūhunna   (1)

33:53
Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir.

   sa-altahum   (1)

9:65
Onlara sorarsan elbette şöyle diyeceklerdir: \"Lakırdıya dalmış, şakalaşıyorduk, hepsi bu!\" De ki: \"Allah ile, O'nun ayetleriyle, O'nun resulüyle mi eğleniyordunuz?\

43:87
Kendilerini kim yarattı diye onlara sorsan, yemin olsun, \"Allah!\" diyeceklerdir. Peki, nasıl döndürülüyorlar!\

29:61
Onlara \"Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş'i ve Ay'ı kim boyun eğdirdi?\" diye sorarsan, mutlaka şöyle diyecekler: \"Allah!\" Peki nasıl döndürülüyorlar?

29:63
Onlara, \"Gökten suyu kim indirdi de onunla toprağı ölümünden sonra canlandırdı?\" diye sorsan, mutlaka \"Allah!\" derler. De ki: \"Hamt Allah'adır. Fakat onların çokları akletmiyorlar.\

31:25
Eğer onlara, \"Gökleri ve yeri kim yarattı?\" diye sorarsan yemin olsun, \"Allah\" derler. De ki: \"Hamt Allah'adır!\" Ama onların çokları bilmiyorlar.

39:38
Onlara, \"Gökleri ve yeri kim yarattı?\" diye sorsan, yemin olsun \"Allah!\" diyecekler. De onlara: \"Peki, Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O'nun rahmetini tutabilirler mi?\" De ki: \"Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O'na dayanıp güvenirler.\

43:9
Yemin olsun, eğer onlara, \"Gökleri ve yeri kim yarattı?\" diye sorsan, kesinlikle şöyle diyeceklerdir: \"Onları, Azîz ve Alîm olan yarattı!\

   sa-alaka   (1)

2:186
Kullarım sana benden sorarlarsa ben Karîb'im, gerçekten çok yakınım. Dua edenin çağrısına, bana çağırıp yakardığı anda cevap veririm. Hadi onlar da bana karşılık versinler, bana inansınlar ki doğru ve iyiyi bulabilsinler.

   su'laka   (1)

20:36
Buyurdu: \"İstediğin sana verildi, ey Mûsa!\

   sa-alahā   (1)

5:102
Sizden önceki bir toplum da onları sormuştu; sonra tutup hepsini inkâr ettiler.

   sa-alahum   (1)

67:8
Öfkesinden çatlayacak hale gelir. İçine bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar: \"Size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?\

   sa-alū   (1)

4:153
Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: \"Allah'ı bize açıktan göster.\" Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.

   su-ilū   (1)

33:14
Eğer Medine'nin her yanından üzerlerine gelinseydi de onların kent içinde fitne çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda fazla gecikmezlerdi.

   sāilun   (1)

70:1
Soran birisi, geleceği kuşkusuz azabı sordu.

   sal   (1)

2:211
Sor İsrailoğullarına, onlara nice açık ayet verdik. Kim Allah'ın nimetini, o kendisine geldikten sonra başka kılığa sokarsa kuşku duymasın ki, Allah'ın azabı pek zorludur.

   salhum   (1)

68:40
Sor onlara: \"Böyle bir şeye hangisi kefil?\

   fasali   (2)

10:94
Şayet sen, sana indirdiğimizden kuşkulanmakta isen, senden önce kitabı okuyanlara sor. Yemin olsun, hak sana Rabbinden gelmiştir. O halde, sakın kuşkulananlardan olma!

23:113
Derler: \"Bir gün yahut günün bir kısmı kadar; sayanlara sor.\

   fasal   (1)

17:101
Yemin olsun, biz, Mûsa'ya açık-seçik dokuz mucize verdik. İsrailoğullarına sor: Hani, Mûsa onlara geldiğinde Firavun ona şöyle demişti: \"Ben senin kesinlikle büyülendiğini düşünüyorum, ey Mûsa!\

25:59
Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. Rahman'dır O. Haberdar olana sor O'nu.

   fasalhu   (1)

12:50
Kral: \"Bu yorumu yapanı bana getirin!\" dedi. Elçi kendisine gelince, Yûsuf dedi ki: \" Rab edindiğin kişiye dön de sor bakalım, o ellerini kesen kadınların derdi neydi? Rabbim, o kadınların hilelerini çok iyi bilmektedir.\

   fasalū   (1)

21:7
Senden önce de ancak kendilerine vahyettiğimiz erler gönderdik. Hadi, sorun zikir/Kur'an ehline, eğer bilmiyorsanız...

16:43
Biz senden önce de elçi olarak kendilerine vahyettiğimiz erkeklerden başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir/Kur'an ehline sorun.

   fasalūhum   (1)

21:63
Dedi: \"Hayır, ben değil. Şu büyükleri yapmıştır onu. Hadi, sorun onlara eğer konuşabiliyorlarsa!\

   fasalūhunna   (1)

33:53
Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmaksızın çağırıldığınızda girin, ancak yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın. Çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder. Fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez. Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur. Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir.

   falanasalanna   (1)

7:6
Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri muhakkak hesaba çekeceğiz; gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz.

   latus'alunna   (1)

16:56
Tutuyor, kendilerine verdiğimiz rızıklardan, hiçbir şeyin farkında olmayanlara pay çıkarıyorlar. Allah'a yemin olsun ki, iftira edip durduğunuz şeylerden kesinlikle hesaba çekileceksiniz.

102:8
Sonra o gün, nimetten kesinlikle sorguya çekileceksiniz!

   lilssāili   (2)

51:19
İhtiyaç sahibi için, yoksun için bir hak vardı mallarında onların.

70:25
Yoksul ve yoksun için.

   lilssāilīna   (1)

41:10
O, yeryüzüne, denge ve dayanıklık sağlayan dağları üstünden yerleştirdi. Onda bereketlere vücut verdi. Ve onda, azıklarını dört günde takdir edip düzenledi. İsteyip duranlar için eşit miktarda olmak üzere...

12:7
Yemin olsun ki, Yûsuf ve kardeşlerinde istek ve arayış içinde olanlar için ibretler/işaretler vardır.

   lanasalannahum   (1)

15:92
Rabbine yemin olsun ki, biz onları toplu halde sorgu suale çekeceğiz/hepsinden mutlaka hesap soracağız;

   liyatasāalū   (1)

18:19
İşte böyle! Onları dirilttik ki, birbirlerine sorup dursunlar. İçlerinden biri şöyle konuştu: \"Ne kadar durdunuz?\" Dediler: \"Bir gün yahut günün bir parçası kadar.\" Dediler: \"Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz daha iyi bilir. Siz şimdi birinizi şu gümüş para ile kente gönderin de baksın; kentin hangi yiyeceği daha temizse ondan size bir rızık getirsin. Ama nazik ve kurnaz davransın ki, sizi kimseye fark ettirmesin.\

   liyasala   (1)

33:8
Ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun. Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlamıştır.

   masūlan   (3)

25:16
Onlar için orada, diledikleri herşey sürekli vardır. Bu, Rabbin üzerinde sorumluluğu üstlenilen bir vaattir.

17:34
Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne erişinceye kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiniz. Ahdinize vefalı olun çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.

17:36
Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönlün hepsi bundan sorumlu tutulacaktır.

33:15
Yemin olsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarına ilişkin Allah'a söz vermişlerdi. Ve Allah'a verilen söz sorumluluk gerektirirdi.

   masūlūna   (1)

37:24
Durdurun onları, çünkü hepsi sorguya çekilecekler.

   nus'alu   (1)

34:25
De ki: \"Bizim işlediğimiz suçlardan siz sorumlu olmayacaksınız; biz de sizin yaptıklarınızdan sorguya çekilmeyeceğiz.\

   nasaluka   (1)

20:132
Aileni namaza/duaya özendir kendin de ona sabırla devam et! Biz senden rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırıyoruz. Sonuç takvanındır!

   wal-sāilīna   (1)

2:177
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz hayırda erginlik/dürüstlük değildir. Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir,zekâtı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri.

   wasali   (1)

12:82
\"İçinde bulunduğumuz kente, beraberinde döndüğümüz kervana sor. Biz gerçeğin ta kendisini söylüyoruz.\

   wasal   (1)

43:45
Senden önce gönderdiğimiz resullerimize sor: Rahman'dan başka ibadet edilecek tanrılar yapmış mıyız?

   wasalhum   (1)

7:163
Sor onlara o deniz kıyısındaki kentin durumunu. Cumartesi günü azıp sınır tanımazlık ediyorlardı. Sebt yaptıkları gün balıkları onlara akın akın gelindi; sebt yapmadıklarında ise onlara gelmezdi. Yoldan sapmaları yüzünden onları böyle imtihan ediyorduk.

   wasalū   (2)

4:32
Allah'ın, bir kısmınıza bir kısmınızdan farklı olarak lütfettiği şeyleri isteyip durmayın. Erkeklere kendi kazandıklarından bir pay var; kadınlara da kendi kazandıklarından bir pay var. Allah'tan, O'nun lütfunu isteyin! Allah, her şeyi iyice bilmektedir.

60:10
Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

   walatus'alunna   (1)

16:93
Allah dileseydi, elbette ki sizi birtek ümmet yapardı. Ama O, dilediğini saptırıyor, dilediğini de iyiye ve güzele kılavuzluyor. Yapıp ettiklerinizden mutlaka sorgu-suale çekileceksiniz.

   walanasalanna   (1)

7:6
Yemin olsun, kendilerine elçi gönderilenleri muhakkak hesaba çekeceğiz; gönderilen elçileri de mutlaka hesaba çekeceğiz.

   walayus'alunna   (1)

29:13
Onlar hem kendi yüklerini hem de kendi yükleriyle beraber başkalarının yüklerini taşıyacaklar. Bunda kuşku yok. Kıyamet günü de iftira edip durdukları şeylerden zorlu bir sorguya mutlaka çekileceklerdir.

   walyasalū   (1)

60:10
Ey iman sahipleri! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir ya! Eğer onların mümin hanımlar olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere döndürmeyin. Ne bu mümin kadınlar o kâfirlere helaldir ne de o kâfirler bunlara helaldir. Bu kadınlar için harcadıklarını o kâfirlere geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz takdirde, bu kadınları nikâhlamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Kâfirlerin iffet ve nikâhlarına yapışmayın. Kâfirlere gitmeyi yeğleyen kadınlar için harcadıklarınızı onlardan geri isteyin; onlar da size gelen mümin kadınlar için harcadıklarını geri istesinler. Bu, Allah'ın hepinize buyruğudur. Aranızda hüküm veriyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir.

   wayus'alūna   (1)

43:19
Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler.

   wayasalūnaka   (2)

17:85
Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: \"Ruh, Rabbimin emrindendir. Ve size, ilimden sadece az bir şey verilmiştir.\

18:83
Sana Zülkarneyn'den de sorarlar: De ki: \"Size ondan bir hatıra okuyacağım.\

20:105
Sana dağlardan soruyorlar. De ki: \"Rabbim onları un-ufak edecektir.\

2:219
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: \"Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür.\" Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: \"Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin.\" Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.

2:220
Dünya ve âhiret hakkında... Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: \"Onları, işe yarar hale getimek kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir.\" Allah, bozguncuyu barışseverden ayırmasını bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora sürerdi. Allah, tüm onurların sahibi, tüm hikmetlerin sahibidir.

2:222
Sana âdet halini de sorarlar. De ki: \"O, insana rahatsızlık veren bir haldir. Hayızlı oldukları sırada kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın. İyice temizlendiklerinde, Allah'ın emrettiği yerden onlara gidin.\" Şu bir gerçek ki Allah, çok tövbe edenleri sever, iyice temizlenenleri de sever.

   yatasāalūna   (6)

78:1
Hangi şeyden sorup duruyorlar birbirlerine?

23:101
Sûra üfürüldüğünde, aralarında artık soy-sop/şuna-buna mensup olmalar söz konusu edilemez. Birbirlerini soruşturamazlar da.

28:66
Artık o gün onlara karşı tüm haberler kör olmuştur. Birbirlerine de bir şey soramazlar.

37:50
Birbirlerine dönüp bir şeyler sorarlar.

74:40
Bahçelerdedirler. Birbirlerine soruyorlar,

37:27
Birbirlerine dönerek bir şeyler sorup duruyorlar.

52:25
Birbirlerine dönüp soruşurlar. Ve derler:

   yasalu   (2)

70:10
En yakın dostlar birbirlerinin halini sormaz/bir dost bir dostundan bir şey isteyemez.

75:6
\"Kıyamet günü nerede/ne zaman?\" diye sorar.

   yus'alu   (3)

21:23
O, yaptığından hesaba çekilmez ama onlar hesaba çekilirler.

55:39
O gün günahlarından ne cin sorguya çekilir ne de insan.

28:78
O dedi: \"Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi.\" Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne olduğu, günahkârlardan sorulmaz.

   yasaluka   (1)

33:63
İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar. De ki: \"Ona ilişkin bilgi Allah katındadır.\" Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!

4:153
Ehlikitap, senden kendilerine gökten bir kitap indirmeni istiyor. Zaten onlar Mûsa'dan da bundan daha büyüğünü istemişlerdi. Demişlerdi ki: \"Allah'ı bize açıktan göster.\" Bunun üzerine zulümlerinden ötürü kendilerini yıldırım çarpmıştı. Sonra kendilerine açık-seçik kanıtların gelişi ardından buzağıya taptılar. Biz onların bu günahını da affettik. Biz Mûsa'ya apaçık bir kanıt/bir hükmetme gücü verdik.

   yasalukum   (1)

36:21
\"Sizden herhangi bir ücret istemeyelere uyun. Onlardır doğruyu ve güzeli bulanlar.\

   yasalkum   (1)

47:36
Şu iğreti dünya hayatı, sadece bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder korunursanız, Allah, ödüllerinizi verecek ve sizden mallarınızı istemeyecektir.

   yasalkumūhā   (1)

47:37
Eğer onları isteyip bunun için sizi zorlasaydı, cimrilik ederdiniz, böylece Allah şiddetli kinlerinizi ortaya çıkarırdı.

   yasaluhu   (1)

55:29
Göklerde ve yerde kim varsa O'ndan ister. O, her an yeni bir iş ve oluştadır.

   yasalūna   (3)

2:273
İnfak edilenler, Allah yolunda kapanıp kalmış, yeryüzünde dolaşamaz olmuş yoksullar içindir. İffet ve onurları yüzünden, cahiller bunları, zengin kişiler sanır. Sen onları yüzlerinden tanırsın. Yüzsüzlük ve yırtıklık ederek insanlardan bir şey istemezler. Nimet ve imkândan infak ettiğiniz her şeyi, Allah çok iyi bilmektedir.

33:20
Düşman hiziplerin gitmediğini sanıyorlar. Düşman hizipler gelecek olsalar, bunlar isterler ki, Bedevî Araplar içinde bulunsunlar da sizinle ilgili haberleri sorsunlar. Şayet içinizde bulunsalardı, pek azı müstesna, savaşmayacaklardı.

51:12
Sorarlar: \"Ne zaman o din günü?\

   yus'alūna   (1)

21:23
O, yaptığından hesaba çekilmez ama onlar hesaba çekilirler.

   yasalūnaka   (1)

7:187
Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: \"Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O, size ansızın gelecektir, başka değil.\" Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: \"O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar.\

7:187
Ne zaman gelip çatacak diye kıyamet saatini soruyorlar sana. De ki: \"Ona ilişkin bilgi Rabbim katındadır. Onu, vakti geldiğinde belirginleştirecek olan yalnız O'dur. Göklere de yere de ağır gelmiştir o. O, size ansızın gelecektir, başka değil.\" Sen onu iyice biliyormuşsun gibi sana soruyorlar. De ki: \"O'na ilişkin bilgi Allah katındadır, fakat insanların çokları bilmiyorlar.\

8:1
Sana harp ganimetlerini sorarlar. De ki: \"Onlar Allah ve Resul içindir. O halde Allah'tan korkun ve aranızda barış ve esenliği kurun. Ve eğer müminler iseniz Allah'a ve O'nun Resulü'ne itaat edin!\

2:215
Sana, neyi infak edip vereceklerini soruyorlar. De ki: \"İnfak ettiğiniz mal ve nimet; ana-baba, yakınlar, yetimler, yoksul ve çaresizlerle yolda kalan için olmalıdır. Hayır olarak yaptığınızı Allah en iyi biçimde bilmektedir.\

2:217
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar. De ki: \"O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O'na ve Mescid-i Haram'a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır.\" Fitne/baskı ve bozgunculuk, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim irtidat edip dininden döner de kâfir olarak ölürse böylelerinin amelleri dünyada da âhirette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada.

5:4
Sana soruyorlar, onlar için helal kılınan ne? Şöyle söyle: \"Sizin için bütün temiz nimetler helal kılınmıştır. Eğittiğiniz avcı kuşların tuttukları ile eğittiğiniz av köpeklerinin tuttukları da size helal kılındı. Siz bu hayvanlara, Allah'ın size öğrettiklerinden öğretiyorsunuz. O halde onların sizin için tuttuklarından da yiyin ve üzerine Allah'ın adını anın. Allah'tan sakının! Allah gerçekten hesabı çok çabuk görür.\

79:42
O saatten soruyorlar sana, \"gelip demir atması ne zaman?\" diye.

2:189
Sana, doğan Aylardan sorarlar. De ki: \"Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir.\" Hayırda erginlik/dürüstlük evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayırda ergin/dürüst o kişidir ki, takvaya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz.

2:219
Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: \"Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür.\" Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: \"Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin.\" Allah, ayetleri size işte böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...