←Prev   Ra-Ha-Mim  Next→ 

ر ح م
Ra-Ha-Mim
Kökün genel değeri.
rahimler , akrabalarınız, birbiriniz , sizin akrabalarınız , onların rahimlerinde , rahmet edenlerin en çok , Rabbim, , rahimler , rahimlerde, rahimler , rahmet edenisin , rahmet , rahmet , rahmet , Rahmân , rahmân , Rahmân olan, Rahmân esmasının , kâinattaki her zerreyi idare eden , Rahim esmasıyla tecelli eden , Rahîm esması ile tecelli eden, rahmet nuru gönderen , Rahmân’ı , merhameti , rahmet ile , senin rahmetin ile , rahmetimizi , kendi rahmetini , rahmet olunursunuz , rahmet ettiği , merhamet (açısından) , çok merhametli , rahmet , rahmet , rahmet , rahmet , rahmeti , rahmeti , rahmeti , rahmetin , senin rahmetinin , rahmetimiz(den) , sen ona rahmet ettin , onun rahmeti , rahmetini , rahmetim(den) , bize rahmet etse , rahmet (merhamet) ettik onlar , ona rahmet etti , çok merhametli, rahmet gönderen , rahmet nuru gönderen , Rahîm olan , onlara rahmet edecek , muhakkak, mutlaka, elbette bir rahmet , Rahmân’a , ve rahmet et (rahîm esmanla tecelli et) , ve bize rahmet et, rahîm esması ile , rahimler, akrabalıklar, yakınlar , ve onun rahmeti ile , ve bize rahmet et , ve bana rahmet et , ve rahmet , ve rahmet , ve rahmet , ve onun rahmeti , ve rahmetim , ve rahmet eder (rahîm esmasıyla tecelli eder) , size merhamet etmesi , size merhamet eder, rahmet nuru gönderir , bize merhamet et
   arḥāmu   (1)

6:143
Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden de iki. De ki \"İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin.\

6:144
Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki \"İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerince kuşatılanı mı? Yoksa Allah size bunu önerirken siz de tanıklık mı ediyordunuz?\" İlim dışı bir şekilde insanları şaşırtmak için yalan düzüp Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Allah, zulme sapan bir topluluğa kılavuzluk etmiyor.

   arḥāmakum   (1)

47:22
Demek iş başına gelecek olsanız/savaştan geri kalacak olsanız, ülkede fesat çıkarıp rahimleri parçalayacaksınız.

   arḥāmukum   (1)

60:3
Kıyamet gününde ne hısımlarınızın ne de çocuklarınızın size hiçbir yararı olmaz. O, sizi birbirinizden ayıracaktır. Allah, işleyip ürettiklerinizi açık açık görmektedir.

   arḥāmihinna   (1)

2:228
Boşanmış kadınlar kendi başlarına üç âdet ve temizlenme süresi beklerler. Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanmakta iseler, Allah'ın onların rahimlerinde yarattığını saklamaları kendilerine helal olmaz. Kocaları, bu süre içinde herhangi bir şekilde barışmak isterlerse eşlerini geri almaya herkesten daha çok hak sahibidirler. Kadınlar, örfe uygun biçimde, sorumluluklarına benzer hakları da vardır. Erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

   arḥamu   (4)

12:64
Dedi: \" Daha önce kardeşi için güvendiğim gibi yine güveneyim size, değil mi? Hâfız,koruyucu olarak Allah'tır en hayırlı olan. Merhamet edenlerin en merhametlisi de O'dur.\

12:92
Yûsuf dedi: \"Bugün azarlanmayacaksınız. Allah sizi affeder. O, rahmet edenlerin en merhametlisidir.\

21:83
Ve Eyyûb... Rabbine şöyle yakarmıştı: \"Dert/zorluk gelip çattı bana; sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin!\

7:151
Mûsa şöyle yakardı: \"Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin.\

   ir'ḥamhumā   (1)

17:24
Rahmetten yerlere eğilme kanadını onlar için indir ve de ki: \"Rabbim, merhametli davran onlara, tıpkı küçüklüğümde beni koruyup büyüttükleri gibi.\

   l-arḥāmu   (1)

13:8
Allah her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin neyi eksiltip neyi artıracağı bilir. O'nun katında her şey bir ölçüye bağlıdır.

   l-arḥāmi   (3)

8:75
Sonradan inanarak hicret edip de sizinle birlikte cihada katılanlar da sizdendir. Kan akrabaları ise, Allah'ın Kitabı'na göre birbirlerine daha yakın dostturlar. Allah herşeyi bilir.

33:6
O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır. Onun eşleri de o müminlerin anneleridir. Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır. Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir.

31:34
O kıyamet saatine ilişkin bilgi Allah katındadır. Yağmuru O yağdırır. O, rahimlerde olanı da bilir. Hiçbir benlik yarın ne kazanacağını bilmez. Ve hiçbir kimse hangi yerde öleceğini bilmez. Allah Alîm'dir, Habîr'dir.

3:6
Rahimlerde sizi dilediğince şekillendiren O'dur. İlâh yok O'ndan başka. Azîz'dir O, Hakîm'dir.

22:5
Ey insanlar! Ölümden sonra dirilme konusunda kuşku içinde olabilirsiniz. Ama şu bir gerçek ki, biz sizi bir topraktan, sonra bir spermden, sonra bir embriyodan/döllenmiş bir karışımdan, sonra ne olduğu kısmen belirli, kısmen belirsiz bir et parçasından yarattık ki, size açık-seçik beyanda bulunalım. Ve sizi rahimlerde, belirlenen bir süreye kadar dilediğimiz şekilde bekletiyoruz. Sonra sizi bir çocuk olarak çıkarıyoruz. Daha sonra da tam kuvvetinize ulaşmanızı sağlıyoruz. Bununla birlikte içinizden bir kısmı öldürülüyor, yine içinizden bir kısmı ilimden sonra bir şey bilmesin diye ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderiliyor. Yeryüzünü de sönmüş kül halinde görürsün. Nihayet onun üzerine suyu indirdiğimizde titrer, kabarır ve her güzel/bereketli çiftten bir şeyler bitirir.

   l-rāḥimīna   (2)

21:83
Ve Eyyûb... Rabbine şöyle yakarmıştı: \"Dert/zorluk gelip çattı bana; sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin!\

23:109
Kullarımdan bir zümre \"Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın\" diyorken,

23:118
Şöyle yakar: \"Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!\"

12:92
Yûsuf dedi: \"Bugün azarlanmayacaksınız. Allah sizi affeder. O, rahmet edenlerin en merhametlisidir.\

7:151
Mûsa şöyle yakardı: \"Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin.\

12:64
Dedi: \" Daha önce kardeşi için güvendiğim gibi yine güveneyim size, değil mi? Hâfız,koruyucu olarak Allah'tır en hayırlı olan. Merhamet edenlerin en merhametlisi de O'dur.\

   l-raḥmata   (1)

6:12
Sor: \"Kimindir gökler ve yer?\" Cevap ver: \"Allah'ındır.\" O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.

6:54
Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde şöyle söyle: \"Selam size! Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok merhametlidir.\

   l-raḥmatu   (1)

57:13
O gün ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlar, iman edenlere şöyle derler: \"Bize bakın da ışığınızdan bir parça alalım.\" Şöyle denir onlara: \"Arkanıza dönün de bir ışık arayın.\" Nihayet aralarına kapısı olan bir sur çekilir. İçinde rahmet vardır onun. Dış tarafı ise azap.

   l-raḥmati   (2)

6:133
Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun soyundan vücuda getirdiği gibi, ardınızdan da dilediğini sizin yerinize getirir.

18:58
O affedici, o rahmet sahibi Rabbin, onları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, kendileri için azabı mutlaka çabuklaştırırdı. Böyle olmamıştır, ama onlar için, hiçbir kaçıp kurtulma imkânı bulamayacakları bir hesap sorma zamanı öngörülmüştür.

17:24
Rahmetten yerlere eğilme kanadını onlar için indir ve de ki: \"Rabbim, merhametli davran onlara, tıpkı küçüklüğümde beni koruyup büyüttükleri gibi.\

   l-raḥmāni   (1)

1:1
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...

   l-raḥmāna   (1)

17:110
De ki: \"İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. Namazında/duanda sesini yükseltme, kısma da. İkisi ortası bir yol tut.\

36:11
Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!

50:33
Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese...

   al-raḥmānu   (1)

19:61
Rahman'ın, kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi yerine gelir.

19:75
De ki: \"Her kim sapıklıkta ise Rahman ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni, azabı veya kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekânca daha kötü, taraflarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler.\

19:88
\"Rahman çocuk edindi.\" dediler.

19:96
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Rahman onlar için bir sevgi oluşturacaktır.

20:5
O Rahman, arş üzerine egemenlik kurmuştur.

20:90
Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu söylemişti: \"Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!\

21:26
\"Rahman çocuk edindi\" dediler. Hâşâ, bundan arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır.

25:59
Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. Rahman'dır O. Haberdar olana sor O'nu.

25:60
Onlara, \"Rahman'a secde edin!\" dendiğinde şöyle derler: \"Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?\" Ve bu söz onların nefretini artırdı.

36:15
Kent halkı dedi ki: \"Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.\

36:23
\"O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar.\

43:20
Bir de dediler ki: \"Rahman dileseydi, onlara tapınmazdık.\" Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece saçmalıyorlar.

20:109
O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna...

67:29
De ki: \"Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde.\

78:38
O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.

2:163
Sizin İlah'ınız Vâhid'dir, bir tek İlah'tır. İlah yoktur O'ndan başka. Rahman'dır O, Rahîm'dir.

55:1
O Rahman,

59:22
Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.

67:19
Üstlerinde, kanatlarını açıp kapayarak uçan kuşları hiç görmediler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Kuşkusuz O, her şeyi görmektedir.

21:112
Resul şöyle yakardı: \"Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır.\"

36:52
Şöyle diyecekler: \"Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler.\

   l-raḥmānu   (2)

19:61
Rahman'ın, kullarına gaybda vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler. Kuşkusuz, O'nun vaadi yerine gelir.

19:75
De ki: \"Her kim sapıklıkta ise Rahman ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni, azabı veya kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekânca daha kötü, taraflarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler.\

19:88
\"Rahman çocuk edindi.\" dediler.

19:96
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, Rahman onlar için bir sevgi oluşturacaktır.

20:5
O Rahman, arş üzerine egemenlik kurmuştur.

20:90
Yemin olsun, Hârun daha önce onlara şunu söylemişti: \"Ey kavmim, siz bununla imtihan edildiniz. Sizin Rabbiniz o Rahman'dır. Artık bana uyun, emrime itaat edin!\

21:26
\"Rahman çocuk edindi\" dediler. Hâşâ, bundan arınmıştır O! Onlar, lütuflandırılmış kullardır.

25:59
Gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yaratıp sonra arş üzerinde egemenlik kuran O'dur. Rahman'dır O. Haberdar olana sor O'nu.

25:60
Onlara, \"Rahman'a secde edin!\" dendiğinde şöyle derler: \"Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?\" Ve bu söz onların nefretini artırdı.

36:15
Kent halkı dedi ki: \"Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.\

36:23
\"O'ndan başka tanrılar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorluk/zarar dilerse onların şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazlar.\

43:20
Bir de dediler ki: \"Rahman dileseydi, onlara tapınmazdık.\" Bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Sadece saçmalıyorlar.

20:109
O gün şefaat yarar sağlamaz. Ancak Rahman'ın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse müstesna...

67:29
De ki: \"Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde.\

78:38
O gün, Rûh ve melekler saf bağlayıp kıyama geçerler. Rahman'ın izin verdiği dışındakiler konuşamazlar. O izin verilen, doğruyu söyler.

2:163
Sizin İlah'ınız Vâhid'dir, bir tek İlah'tır. İlah yoktur O'ndan başka. Rahman'dır O, Rahîm'dir.

55:1
O Rahman,

59:22
Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.

67:19
Üstlerinde, kanatlarını açıp kapayarak uçan kuşları hiç görmediler mi? Onları Rahman'dan başkası tutmuyor. Kuşkusuz O, her şeyi görmektedir.

21:112
Resul şöyle yakardı: \"Rabbim, hak ile hükmet! Bizim Rabbimiz Rahman'dır. Sizin nitelendirmelerinize karşı yardımına başvurulandır, Müsteân'dır.\"

36:52
Şöyle diyecekler: \"Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler.\

   al-raḥmāni   (1)

1:3
Rahman'dır, Rahîm'dir O.

25:63
Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, \"Selam!\" derler.

41:2
Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu...

43:19
Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler.

43:36
Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.

43:45
Senden önce gönderdiğimiz resullerimize sor: Rahman'dan başka ibadet edilecek tanrılar yapmış mıyız?

67:3
Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O'dur. O Rahman'ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?

27:30
\"Süleyman'dan bir mektup. Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla başlıyor.\

78:37
Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman'dır. O'nun huzurunda söze cüret edemezler.

67:20
Rahman'a karşı/Rahman'dan başka size yardım edecek ordunuz kimdir? İnkârcılar bir aldanış/gurur içindeler; hepsi bu!

19:45
\"Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!\

26:5
O Rahman'dan kendilerine söze bürünmüş yeni bir hatırlatma gelmeye dursun, ondan mutlaka yüz çevirirler.

19:69
Sonra her gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız.

19:85
Gün olur, o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız.

19:93
Göklerde ve yerde bulunan herkes, Rahman'a kul olarak gelecektir.

21:42
De ki: \"Sizi gece ve gündüz Rahman'dan kim koruyabilir?\" Hayır, hayır! Onlar, Rablerinin zikrinden/Kur'an'ından yüz çeviriyorlar.

19:58
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan, Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı.

19:78
Bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa Rahman katında bir söz mü aldı?

19:87
Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.

21:36
O küfredenler seni gördüklerinde, seni şu şekilde alaya almaktan başka birşey yapmazlar: \"İlahlarınızı diline dolayan bu mu?\" Ama Rahman'ın zikrini/Kur'an'ı bizzat onlar örtüp inkâr ediyorlar.

   l-raḥmāni   (3)

1:3
Rahman'dır, Rahîm'dir O.

25:63
Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, \"Selam!\" derler.

41:2
Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu...

43:19
Rahman'ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler.

43:36
Kim Rahman'ın Zikri'ni görmezlikten gelip ondan uzaklaşırsa biz ona bir şeytanı musallat ederiz de o ona can yoldaşı olur.

43:45
Senden önce gönderdiğimiz resullerimize sor: Rahman'dan başka ibadet edilecek tanrılar yapmış mıyız?

67:3
Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O'dur. O Rahman'ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun?

27:30
\"Süleyman'dan bir mektup. Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla başlıyor.\

78:37
Göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir O! Rahman'dır. O'nun huzurunda söze cüret edemezler.

67:20
Rahman'a karşı/Rahman'dan başka size yardım edecek ordunuz kimdir? İnkârcılar bir aldanış/gurur içindeler; hepsi bu!

19:45
\"Babacığım, ben sana Rahman'dan bir azap dokunmasından, böylece şeytanın dostu haline gelmenden korkuyorum!\

26:5
O Rahman'dan kendilerine söze bürünmüş yeni bir hatırlatma gelmeye dursun, ondan mutlaka yüz çevirirler.

19:69
Sonra her gruptan, Rahman'a karşı kafa tutmada daha şiddetli davrananlar kimlerse, onları ayıracağız.

19:85
Gün olur, o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız.

19:93
Göklerde ve yerde bulunan herkes, Rahman'a kul olarak gelecektir.

21:42
De ki: \"Sizi gece ve gündüz Rahman'dan kim koruyabilir?\" Hayır, hayır! Onlar, Rablerinin zikrinden/Kur'an'ından yüz çeviriyorlar.

19:58
İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem'in soyundan, Nûh'la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail'in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine Rahman'ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı.

19:78
Bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa Rahman katında bir söz mü aldı?

19:87
Rahman katında söz almış olandan başkaları şefaat imkânı bulamazlar.

21:36
O küfredenler seni gördüklerinde, seni şu şekilde alaya almaktan başka birşey yapmazlar: \"İlahlarınızı diline dolayan bu mu?\" Ama Rahman'ın zikrini/Kur'an'ı bizzat onlar örtüp inkâr ediyorlar.

   l-raḥīmu   (2)

30:5
Allah'ın yardımıyla. Dilediğine yardım eder O! Azîz'dir, Rahîm'dir O.

34:2
Yerin içine gireni, oradan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni o bilir. Rahîm'dir O, Gafûr'dur.

2:37
Bunun üzerine Âdem, Rabbinden bazı kelimeler öğrenip belledi de O'na yöneldi. O da onun tövbesini kabul etti. Gerçekten de O, evet O, Tevvâb'dır, tövbeleri cömertçe kabul eder; Rahîm'dir, rahmetini cömertçe yayar.

2:160
Tövbe edip hallerini düzeltenlerle gerçeği açıklayanlar müstesna. İşte böylelerinin tövbesini kabul ederim. Doğrusu ben tövbeleri çok çok kabul edenim, rahmeti sınırsız olanım.

9:118
Geride bırakılan üç kişinin de tövbesini kabul etmiştir. Bütün genişliğine rağmen yeryüzü onlara dar gelmiş, öz benlikleri kendilerini sıkıştırmıştı; Allah'ın öfkesinden kurtulmak için yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını fark etmişlerdi. Sonra onlara tövbe nasip etti ki, eski hallerine dönsünler. Hiç kuşkusuz, Allah, tövbeleri çok çok kabul eden, rahmeti sınırsız olandır.

28:16
\"Rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet\" diye yakardı da Allah onu affetti. Gafûr O'dur, Rahîm O'dur.

44:42
Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir.

39:53
De ki: \"Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafûr, mutlak Rahîm'dir.

59:22
Öyle Allah ki O, tanrı yok O'ndan başka. Gaybı da görünen âlemi de bilen O! Rahman O, Rahîm O.

2:54
Hani, Mûsa, toplumuna demişti ki: \"Ey toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle öz benliklerinize zulmettiniz. Hadi, yaratıcınıza, Bâri'inize tövbe edin; egolarınızı öldürün. Böyle yapmanız yaratıcınız katında sizin için daha iyidir; O sizin tövbelerinizi kabul eder. Hiç kuşkusuz O, evet O, tövbeleri çok kabul edendir, rahmeti sonsuz olandır.\

26:159
Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.

26:191
Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.

26:175
Ve senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm...

52:28
\"Biz önceden O'na yakarıyorduk. Çünkü O'dur Berr, cömertçe iyilik eden; O'dur rahmeti sınırsız olan.\

26:104
Ve kuşkusuz senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm.

32:6
İşte budur Allah! Gaybı da görüneni de bilen O'dur. Azîz'dir o, Rahîm'dir.

42:5
Gökler, üstlerinden çatlayacak gibi titreşiyor. Melekler de Rablerinin hamdiyle tespih ediyorlar ve yeryüzündekiler için af diliyorlar. Gözünüzü açıp kendinize gelin! Allah'tır ancak hep affeden, hep merhamet eden.

26:9
Ve hiç kuşku yok, senin Rabbin gerçekten mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.

46:8
Yahut da şöyle diyorlar: \"Uyduruyor onu!\" De ki: \"Eğer uydursaydım onu, hiçbir şeye sahip olamazdınız Allah'tan kurtarmak için beni. İçine gömüldüğünüz yaygarayı en iyi bilen O'dur. Benimle sizin aranızda tanık olarak O yeter. Çok affedici, çok merhametlidir O.\

12:98
Dedi: \"Rabbimden sizin için af dileyeceğim. Çok affedicidir O, çok merhametlidir!\

26:68
Ve şüphesiz, senin Rabbindir O mutlak Azîz, mutlak Rahîm.

10:107
Allah sana bir zarar dokundurursa, onu kaldıracak olan başkası değil, yine O'dur. O sana bir hayır dilerse, O'nun lütfunu reddedecek yoktur. Kullarından dilediğini lütfuyla nasiplendirir. Gafûr'dur O, Rahîm'dir.

15:49
Haber ver kullarıma: Hiç kuşkusuz benim, evet benim, Gafûr ve Rahîm.

9:104
Bilmediler mi ki, Allah'tır kullarından o tövbeyi kabul eden, o sadakaları alan. Ve Allah'tır, O Tevvâb, O Rahîm...

2:128
\"Rabbimiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman/Allah'a teslim olan kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et! Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın.\

26:122
Kuşkusuz, senin Rabbindir o mutlak Azîz, mutlak Rahîm.

26:140
Kuşkusuz, senin Rabbin mutlak Azîz, mutlak Rahîm'dir.

2:163
Sizin İlah'ınız Vâhid'dir, bir tek İlah'tır. İlah yoktur O'ndan başka. Rahman'dır O, Rahîm'dir.

   l-raḥīmi   (1)

1:1
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...

1:3
Rahman'dır, Rahîm'dir O.

41:2
Rahman ve Rahîm'den indirilmedir bu...

26:217
O Azîz, o Rahîm olana güvenip dayan.

27:30
\"Süleyman'dan bir mektup. Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla başlıyor.\

36:5
Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.

   bil-raḥmāni   (2)

19:18
Meryem demişti: \"Ben senden, Rahman'a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol.\

13:30
İşte seni böylece, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmet içinde resul kıldık ki, onlar Rahman'a küfrederlerken sen kendilerine, sana vahyettiğimizi okuyasın. De ki: \"O'dur benim Rabbim, ilah yok O'ndan başka, O'na dayanmışım ben! Yalnız O'nadır tövbem!\

43:33
İnsanlar bir tek ümmet haline gelmeyecek olsalardı, o Rahman'a nankörlük edenlerin evlerine gümüşten tavanlar çatar, sırtlarına binip yükselecekleri merdivenler/asansörler yapardık.

   bil-marḥamati   (1)

90:17
Sonra da iman eden ve birbirlerine sabrı öneren, merhameti öneren kişilerden olmaktır o.

   biraḥmatin   (4)

9:21
Rableri onlara kendisinden bir rahmet, bir hoşnutluk ve içinde çok değerli/kalıcı nimetlerin bulunduğu cennetler müjdeliyor.

11:58
Emrimiz gelince, Hûd'u ve onunla birlikte iman etmiş olanları bizden bir rahmetle kurtardık. Biz onları çok ağır bir azaptan kurtardık.

11:66
Emrimiz gelince Sâlih'i ve onunla birlikte iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. O günün rezilliğinden kurtardık. Senin Rabbin, evet O, Kavî'dir, Azîz'dir.

39:38
Onlara, \"Gökleri ve yeri kim yarattı?\" diye sorsan, yemin olsun \"Allah!\" diyecekler. De onlara: \"Peki, Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O'nun rahmetini tutabilirler mi?\" De ki: \"Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O'na dayanıp güvenirler.\

7:49
\"Şunlar mıydı o, 'Allah kendilerini hiçbir rahmete erdirmeyecek' diye yemin ettikleriniz?\" Ey cennetliler! Siz de girin cennete. Ne bir korku var size ne de kederleneceksiniz.

7:72
Nihayet onu ve beraberindekileri bizden bir rahmetle kurtardık; ayetlerimizi yalanlayanların da kökünü kestik. İnanan kişiler değillerdi onlar.

11:94
Emrimiz gelince Şuayb'ı ve onunla birlikte iman edenleri bizden bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri o yüksek titreşimli sayha yakaladı da öz yurtlarında yere çömelmiş hale geldiler.

   biraḥmatika   (1)

10:86
\"O küfre sapmış toplumdan rahmetinle bizi kurtar!\

27:19
Bunun üzerine Süleyman, karıncanın sözüne güldü ve dedi: \"Rabbim, bana ve ebeveynime lütfettiğin nimetine şükretmeme, hoşnut olacağın hayırlı ve barışçıl bir iş yapmama imkân ver. Ve rahmetinle beni iyilik ve barışı seven kullarının arasına sok.\

   biraḥmatinā   (1)

12:56
İşte böylece biz Yûsuf'a yeryüzünde imkân ve mevki verdik. Ülkede, istediği yerde konaklayabiliyordu. Biz dilediğimiz kimseye rahmetimizi ulaştırırız; güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmeyiz.

   biraḥmatihi   (1)

2:105
Ehlikitap'ın küfre sapanlarıyla müşrikler, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah, rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.

3:74
Rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.

   tur'ḥamūna   (1)

24:56
Namazı/duayı yerine getirin, zekâtı verin, resule itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz.

3:132
Allah'a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz.

6:155
Bu da bizim indirdiğimiz bir kitaptır. Kutsal ve bereketli. Artık ona uyun ve sakının ki size rahmet edebilsin.

7:63
\"Korunmanız, rahmet bulmanız için sizi uyarmak üzere bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir öğüt gelmesine şaştınız mı?\

7:204
Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin.

36:45
Onlara, \"Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet edilebilsin!\" denildiğinde, hiç aldırmazlar.

49:10
Şu bir gerçek ki, müminler sadece kardeştirler. O halde kardeşleriniz arasında barışı sağlayın ve Allah'tan sakının ki, size merhamet edilebilsin.

27:46
Sâlih dedi: \"Ey toplumum! İyilikten önce kötülüğü istemede aceleniz niye? Merhamet görebilmeniz için Allah'tan af dileseniz olmaz mı?\

   raḥima   (4)

12:53
\"Nefsimi ak-pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir.

44:42
Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna. Allah Azîz'dir, Rahîm'dir.

11:43
Oğlu cevap verdi: \"Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.\" Nûh dedi: \"Allah'ın merhamet ettiği dışında bugün hiç kimse için Allah'ın kararından kurtaracak yoktur.\" Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.

11:119
Rabbinin rahmet ettikleri müstesna. O, onları işte bunun için yaratmıştır. Rabbinin, \"Yemin olsun ben cehennemi, tümden insanlar ve cinlerle dolduracağım!\" sözü tamamlanacaktır.

   ruḥ'man   (1)

18:81
\"Diledik ki, Rableri onlara o çocuktan temizlikçe daha üstün, merhametçe daha gelişmişini versin.\

   ruḥamāu   (1)

48:29
Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir.

   raḥmatan   (8)

10:21
İnsanlara, kendilerine dokunan bir darlıktan sonra bir rahat tattırdığımızda, ayetlerimiz hakkında hemen bir tuzak sergilerler. De ki: \"Tuzak kurma bakımından Allah daha hızlıdır.\" Zaten, resullerimiz, kurmakta oldukları tuzakları kaydediyorlar.

11:9
İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer.

11:28
Nûh dedi ki: \"Ey toplumum! Bir düşünün! Ya ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeysem; katından bana bir rahmet vermiş de o rahmet sizin gözlerinizden saklanmışsa! Siz ona tiksintiyle bakarken, biz sizi ona zorla mı ulaştıracağız?\

11:63
Dedi ki: \"Ey kavmim! Hiç düşündünüz mü? Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana kendisinden bir rahmet sunmuşsa! Bu durumda ben O'na isyan edersem, bana Allah'a karşı kim yardım eder? Sizin bana, yıkım ve hüsranı artırmak dışında bir katkınız olamaz.\

17:87
Ancak, Rabbinden bir rahmet müstesna. Kuşkusuz, O'nun sana lütfu pek büyüktür.

18:10
Hani, o yiğit gençler o mağaraya sığındılar da şöyle dediler: \"Ey Rabbimiz, katından bir rahmet ver bize ve bizim için bir çıkış yolu lütfet işimize.\

18:65
Orada, kullarımızdan öyle bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, lütfumuzdan bir ilim öğretmiştik.

21:84
Hemen cevap verdik ona, kendisindeki derdi kaldırdık. Tarafımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir hatırlatma olarak, ona ailesini ve beraberinde, benzerlerini de verdik.

28:46
Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.

30:36
İnsanlara bir rahmet tattırdığımızda, onunla ferahlar, şımarırlar. Kendi ellerinin hazırladıkları yüzünden kendilerine bir kötülük gelip çatsa, hemencecik ümitsizliğe düşerler.

33:17
De ki: \"Allah size bir kötülük murat eder yahut bir rahmet dilerse, Allah'la aranıza kim girebilir?\" Onlar kendileri için, Allah'tan başka ne bir dost bulabilirler ne de bir yardımcı.

36:44
Ancak bizden bir rahmet olarak bir süreye kadar daha nimetlensinler diye kurtarılırlar.

41:50
Eğer kendisine dokunan bir zorluktan/zarardan sonra bizden bir rahmet tattırsak, yemin olsun, şöyle diyecektir: \"Bu benim hakkım! Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Rabbime döndürülmüş olsam da şüphesiz, O'nun katında benim için şaşmaz güzellikler vardır.\" Yemin olsun, biz o nankörlük edenlere, yapıp ettiklerini haber vereceğiz. Yemin olsun, o çetin azabı onlara tattıracağız!

42:48
Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına sarılınca, bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir.

18:82
\"Ve duvar. Duvar, o kentte yaşayan iki yetim oğlanındı. Altında, oğlanlara ait bir define vardı. Oğlanların babası da hayır ve barış seven bir kimse olarak yaşamıştı. Rabbin istedi ki, o çocuklar ergenliklerine ulaşsınlar da Rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar. Ben bunları kendi buyruğumun sonucu olarak yapmadım. İşte senin sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin içyüzü budur.\

44:6
Senin Rabbinden bir rahmet olarak. Hiç kuşkusuz O, gereğince duyan, gereğince bilendir.

3:8
Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla! Sen, yalnız sen Vahhâb'sın, bol bol bağışta bulunansın.

30:33
İnsanlara bir zorluk dokunduğunda, Rablerine yönelerek O'na yakarırlar. Sonra onlara bir rahmet tattırınca bakarsın ki, içlerinden bir grup Rablerine ortak koşuyor.

40:7
Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: \"Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehenem azabından koru!\

28:86
Sen bu Kitap'ın sana indirileceğini ummuyordun; Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde, gerçeği örten nankörlere/inkârcılara sakın destekçi olma.

38:43
Ona bizden bir rahmet ve özü temizlere bir hatırlatma olarak, ailesini ve beraberlerinde, benzerlerini bağışladık.

21:107
Ve biz seni ancak âlemlere bir merhamet/bir sevgi olman dışında bir şey için göndermedik.

   raḥmatun   (1)

18:98
Dedi: \"Bu, Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin vaadi gelince onu yerle bir eder. Ve Rabbimin vaadi haktır.\

   raḥmatin   (2)

3:159
Allah'tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim konusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan!Allah, tevekkül edenleri sever.

6:147
Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: \"Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, O'nun azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz.\

17:28
Eğer onlardan, Rabbinden ümit ettiğin bir rahmeti bekleme yüzünden yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak/tatlı bir söz söyle.

35:2
Allah'ın insanlar için açıp yaydığı rahmeti hiç kimse tutup kısamaz. Onun tutup kıstığını ise O'ndan sonra salıp açacak yoktur. Azîz'dir O, Hakîm'dir.

4:175
Allah'a inanıp O'na sarılanları O, kendisinden bir rahmetin ve lütfun içine sokacak ve onları kendisine ulaşan dosdoğru bir yola kılavuzlayacaktır.

   raḥmata   (3)

39:9
Böyle birisi; gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, âhiretten korkan, Rabbinin rahmetini uman biri gibi midir? De ki: \"Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu? Ancak gönül ve akıl sahipleri düşünüp ibret alır.\

43:32
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.

2:218
İnanıp hicret eden ve Allah yolunda uğraşıp didinenlere gelince, onlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

7:56
Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O'na. Hiç kuşkusuz, Allah'ın rahmeti, güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır.

   raḥmatu   (1)

11:73
Dediler ki: \"Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketleri üzerinizdedir ey ev halkı! O Hamîd'dir, Mecîd'dir.\

   raḥmati   (3)

17:100
De ki: \"Eğer Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da harcanır-biter korkusuyla cimri davranırdınız.\" İnsan çok cimridir.

38:9
Yoksa Azîz, Vahhâb olan Rabbinin rahmetinin hazineleri onların katında mı?

15:56
Dedi: \"Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!\

3:107
Yüzleri ağaranlara gelince, onlar, Allah'ın rahmeti içindedirler. Sürekli ondadır onlar.

30:50
Artık Allah'ın rahmetinin eserlerine bak, nasıl diriltiyor toprağı ölümü ardından! İşte bu Muhyî, ölüleri elbette diriltir. O, herşeye Kadîr'dir.

39:53
De ki: \"Ey öz benlikleri aleyhine sınırı aşan/aşırı giden kullarım! Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Allah, günahları tümden affeder. Çünkü O, mutlak Gafûr, mutlak Rahîm'dir.

19:2
Rabbinin rahmetinin, Zekeriyya kuluna anılışıdır bu...

   raḥmatika   (1)

7:151
Mûsa şöyle yakardı: \"Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla. Rahmetine sok bizi. Sen, rahmet edenlerin en merhametlisisin.\

   raḥmatinā   (1)

21:75
Onu rahmetimizin içine soktuk. O, hak ve barış için çalışanlardandı.

21:86
Hepsini rahmetimize soktuk. Onlar hak ve barış için çalışanlardandı.

19:50
Onlara, rahmetimizden nimetler bağışladık. Ve kendileri için yüksek bir doğruluk dili oluşturduk.

19:53
Rahmetimizden ona kardeşi Hârun'u bir peygamber olarak armağan ettik.

   raḥim'tahu   (1)

40:9
\"Koru onları kötülüklerden! O gün kötülüklerden koruduğuna mutlaka rahmet etmişsindir sen! İşte budur o en büyük kurtuluş ve eriş.\

   raḥmatahu   (2)

17:57
O yakarıp durduklarının kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle ararlar; O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkulasıdır.

42:28
O odur ki, kulları umutlarını kestikten sonra yağmuru indirir ve rahmetini yayar. Velî'dir O, Hamîd'dir.

   raḥmatihi   (3)

9:99
Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve âhiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün dualarına vesîle edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için bir yakınlık vesîlesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

25:48
O gönderdi rüzgârı bir müjde olarak rahmetinin önünden. Biz indirdik gökten tertemiz bir su.

27:63
Yoksa size karanın ve denizin karanlıkları içinde yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgârları müjdeci gönderen mi hayırlı? Allah'ın beraberinde bir ilah daha mı var?! Allah, onların ortak tuttuklarından uzaktır, arınmıştır.

39:38
Onlara, \"Gökleri ve yeri kim yarattı?\" diye sorsan, yemin olsun \"Allah!\" diyecekler. De onlara: \"Peki, Allah dışındaki yakardıklarınız hakkında ne diyorsunuz? Allah bana bir zarar vermek istese, O'nun vereceği zararı uzaklaştırabilirler mi? Yahut bana bir rahmet dilese, O'nun rahmetini tutabilirler mi?\" De ki: \"Bana Allah yeter! Tevekkül edenler O'na dayanıp güvenirler.\

42:8
Eğer Allah dileseydi onları bir tek ümmet elbette yapıverirdi. Fakat O, dilediği kişiyi/dileyeni rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.

28:73
Rahmetinin bir eseri olarak geceyi ve gündüzü sizin için oluşturdu ki, onda sükûnet bulasınız, O'nun lütfundan bir şeyler dileyesiniz ve şükredebilesiniz.

30:46
O'nun ayetlerindendir ki, size rahmetinden tattırsın; gemiler, buyruğu ile akıp gitsin. Lütfundan nasip arayasınız ve şükredebilesiniz diye, rüzgârları müjdeciler olarak gönderir.

57:28
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun resulüne inanın ki size rahmetinden iki nasip versin: Size, kendisiyle yol açacağınız bir ışık lütfetsin ve sizi affetsin. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

18:16
\"Madem ki onlardan ve Allah dışındaki taptıklarınızdan yüz çevirip kenara çekildiniz, hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın.\

7:57
Rüzgârları, rahmetinin önünden müjdeci gönderen O'dur. Nihayet onlar, yüklerle ağırlaşmış bulutları yüklenince onu ölü bir beldeye göndeririz; onunla su indiririz de o suyla her türlü meyveyi çıkarırız. İşte biz, ölüleri de böyle çıkarırız. Düşünüp ibret almanız umuluyor.

45:30
İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanların durumu şu: Rableri onları rahmetine sokacaktır. İşte açık zafer budur.

48:25
Onlar o kişilerdir ki, küfre sapıp sizi Mescid-i Haram'dan geri çevirdiler, bekletilen kurbanlık hediyelerin, yerlerine ulaşmasına engel oldular. Eğer kendilerini tanımadığınız için çiğneyeceğiniz ve bu bilgisizlik yüzünden üzüntü ve kınayışla karşılaşacağınız inanmış erkeklerle inanmış kadınlar olmasaydı, iş başka türlü olurdu. Böyle olması, Allah'ın, dilediğini rahmetine sokması içindir. Onlar birbirlerinden ayrılmış olsalardı, inkâra sapanları acıklı bir azapla cezalandırırdık.

76:31
Dilediğini/dileyeni rahmetinin içine sokar. Zalimlere gelince, onlar için korkunç bir azap hazırlamıştır.

   raḥmatī   (1)

29:23
Allah'ın ayetlerini ve Allah'a varmayı inkâr edenler, işte onlar, rahmetimden ümidi kesmişlerdir. Ve bunlar için acıklı bir azap öngörülmüştür.

   raḥimanā   (1)

67:28
Söyle onlara: \"Diyelim ki, Allah beni ve beraberimdekileri öldürdü, yahut bize acıdı. Peki, kâfirleri korkunç bir azaptan kim kurtaracak?\

   raḥim'nāhum   (1)

23:75
Eğer biz onlara acıyıp da üstlerindeki sıkıntıyı kaldırsaydık, azgınlıkları içinde sersem sersem bocalamaya devam edeceklerdi.

   raḥimahu   (1)

6:16
Kendisinden azap uzaklaştırılana o gün rahmet etmiştir. İşte açık kurtuluş budur.

   raḥīmun   (5)

2:143
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir.

5:98
Bilin ki Allah, azap ettiğinde çok şiddetli eder. Allah; Gafûr'dur, Rahîm'dir.

9:128
Yemin olsun, içinizden size onurlu bir resul gelmiştir. Sizi rahatsız eden şey onu da üzer. Çok düşkündür size. Müminlere ise daha şefkatli, daha merhametlidir.

57:9
O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir.

16:47
Yoksa kendilerini korkuta korkuta, sindire sindire yakalamayacağından emin midirler? Kuşkusuz ki, sizin Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, Rahîm'dir.

16:18
Allah'ın nimetlerini saymaya kalkarsanız, onların sonunu getiremezsiniz. Allah, gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir.

64:14
Ey iman edenler! Şu bir gerçek ki, eşlerinizin ve evlatlarınızın içinden size bir düşman vardır; onlara karşı dikkatli olun! Eğer affeder, ellerini tutar, hatalarını görmezden gelirseniz, kuşkusuz, Allah da affedici, merhamet edici olur.

3:31
De ki: \"Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah çok affedici, çok merhametlidir.\

59:10
Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: \"Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!\

24:20
Ya Allah'ın lütfu ve rahmeti üzerinizde olmasaydı! Allah Raûf'tur, Rahîm'dir.

49:12
Ey iman edenler! Zandan çok sakının! Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Sinsi casuslar gibi ayıp aramayın! Gıybet ederek biriniz ötekini arkasından çekiştirmesin! Sizden biri, ölmüş kardeşinin etini yemek ister mi? Bakın bundan iğrendiniz. Allah'tan sakının! Hiç kuşkusuz, Allah tövbeleri çok kabul eden, rahmeti sonsuz olandır.

60:12
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup ortaya sürmemeleri, iyilik ve güzelliği belirlenmiş bir işte sana isyan etmemeleri hususunda seninle bey'atleşmek isterlerse, onlarla bey'atleş ve onlar için Allah'tan af dile! Kuşkusuz, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

73:20
Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı/duayı yerine getirin! Zekâtı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

49:5
Eğer onlar, sen yanlarına çıkıncaya dek sabretmiş olsalardı, kendileri için elbette daha hayırlı olurdu. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

49:14
Bedeviler: \"İman ettik.\" dediler. De ki: \"Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.\

24:5
Bu suçtan sonra tövbe edip iyi hal sergileyenler müstesna. Şu bir gerçek ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

27:11
\"Zulme bulaşan müstesna. O da bunu kötülüğün arkasından güzelliğe çevirirse hiç kuşkusuz ben Gafûr'um, Rahîm'im.\

5:74
Hâlâ Allah'a yönelip tövbe ederek ondan af dilemiyorlar mı? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

2:199
Sonra, insanların akın edip döndüğü yerden siz de dönün ve Allah'tan af dileyin. Çünkü Allah çok affedicidir, çok merhametlidir.

6:145
De ki: \"Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: leş, akıtılmış kan, domuz eti -ki o bir pisliktir- Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar.\" Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.

60:7
Olabilir ki Allah sizinle, onlardan düşman olduklarınız arasına bir sevgi koyar. Allah'ın gücü herşeye yeter. Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.

2:182
Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.

9:117
Yemin olsun ki, Allah, içlerinden bir grubun kalpleri kaymaya yüz tuttuktan sonra, peygambere ve o güçlük saatinde ona uymuş olan Muhacirlerle Ensar'a tövbe nasip etmiş, sonra da onların tövbelerini kabul buyurmuştur. Çünkü onlara karşı Raûf ve Rahîm'dir.

5:3
Şunlar size haram kılınmıştır: Boğazlanmayarak ölmüş hayvanın eti, kan, domuz eti, üzerine Allah'tan başkasının adı anılmış, boğulmuş, vurulmuş, yuvarlanmış, süsülmüş, canı üzerineyken yetişip kestikleriniz müstesna olmak üzere canavar tarafından yırtılmış ve dikili adak taşları üzerinde boğazlanmış hayvanlar ve bir de fal oklarıyla kısmet paylaşmanız... Bütün bunlar birer sapıştır. Küfre batmış olanlar bugün dininizden ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı/Allah'a teslim olmayı seçtim. Şu da var ki, her kim ciddi bir açlıkla yüz yüze gelir de günaha kaçmak maksadı olmaksızın onlardan yemek zorunda kalırsa, elbette Allah Gafûr ve Rahîm'dir.

6:54
Ayetlerimize iman edenler sana geldiğinde şöyle söyle: \"Selam size! Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok merhametlidir.\

3:89
Ondan sonra tövbe edip hallerini düzeltenler müstesna. Hiç şüphesiz, Allah, çok affedici, çok merhametlidir.

7:167
Rabbin, kıyamet gününe kadar, kendilerine azabın en kötüsünü yapacak kimseleri üzerlerine göndereceğini bildirmişti. Senin Rabbin cezayı vermede çok süratli davranır; ama çok affedici, çok merhametlidir de.

4:25
İnanmış hür kadınları nikâhlama genişliğine gücü yetmeyeniniz, ellerinizin altındaki genç, mümin köle kızlardan biriyle evlensin. Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Hep birbirinizdensiniz. O halde onları, ailelerinin izniyle nikâhlayın. Gizli dost edinmeyerek, zinadan uzak kalarak, iffetli hanımlar olmaları şartıyla onların mehirlerini örfe uygun bir biçimde verin. Evliliğe geçtikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara uygulanan cezasının yarısı uygulanacaktır. Bu, köle ile evlenme yolu, günaha ve sıkıntıya girmekten korkanınız içindir. Sabretmeniz sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

57:28
Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve onun resulüne inanın ki size rahmetinden iki nasip versin: Size, kendisiyle yol açacağınız bir ışık lütfetsin ve sizi affetsin. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

66:1
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

16:7
Ve ağırlıklarınızı yüklenir, canlarınızın yarısını tüketmeden varamayacağınız beldelere kadar taşırlar. Hiç kuşkusuz, Rabbiniz gerçekten Raûf'tur, çok acıyıp esirger; Rahîm'dir, sınırsızca merhamet eder.

11:41
Nûh dedi: \"Binin içine! Onun akıp gitmesi de demir atması da Allah'ın adıyladır. Benim Rabbim elbette ki Gafûr'dur, Rahîm'dir.\

9:102
Diğer bazıları da günahlarını itiraf ettiler. Bunlar, iyi bir işle kötü olan diğer bir işi birbirine karıştırdılar. Belki Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

58:12
Ey iman edenler! Resulle gizlice konuşacağınız zaman, bu gizli konuşmanızdan önce bir sadaka verin! Bu, sizin için daha hayırlı ve daha temizdir. Eğer bu imkânı bulamazsanız bilin ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

3:129
Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır. Dilediğini/dileyeni affeder; dilediğine/dileyene azap eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

9:5
O haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. Yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. Bunun ardından tövbe eder, namazı/duayı yerine getirir, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. Kesin olan şu ki, Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

16:115
O size ancak şunları haram kılmıştır: Ölü/hayvan/leş, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen hayvan. Bununla birlikte, zorda kalan, başkasının hakkına tecavüz etmemek, sınırı da aşmamak şartıyla bunlardan yerse, Allah bağışlayacak, merhamet edecektir.

24:62
Müminler o insanlardır ki, Allah'a ve O'nun resulüne inanırlar. Resulle beraber, ortaklaşa bir iş üzerinde bulundukları zaman, ondan izin almadan çekip gitmezler. O senden izin isteyenler var ya, onlar Allah'a ve O'nun resulüne iman edenlerdir. Bazı uğraşları için senden izin istediklerinde, onlardan dilediğine izin ver ve kendileri için af dile. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

24:33
Nikâh imkânı bulamayanlar, Allah kendilerini lütfundan zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar. Size bağımlı olanlardan, hürriyetini satın almak isteyenlerin, kendilerinde iyi hal görürseniz, onlarla yazılı anlaşma yapın. Allah'ın size verdiği malından siz de onlara verin. Hizmetinizdeki genç kızları, iffetli kalmak isteyip dururlarken, iğreti dünya hayatının basit menfaatini elde etmek için fuhşa zorlamayın. Kim onları baskı altında tutarsa Allah, fuhşa zorlanmalarından sonra onları affedici, esirgeyicidir.

24:22
Sizin lütuf ve imkân sahibi olanlarınız; akrabaya, çaresizlere, Allah yolunda hicret edenlere birşey vermemeye yemin etmesinler, affetsinler, hoş görsünler. Allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz? Allah Gafûf'dur, Rahîm'dir.

2:192
Eğer savaşı sona erdirirlerse Allah çok affedici, çok merhametlidir.

5:34
Ancak onları gücünüz altına almadan önce tövbe edenler olursa biliniz ki, Allah Gafûr ve Rahîm'dir.

5:39
Kim zulmünden sonra tövbe eder, halini düzeltirse kuşkusuz Allah onun tövbesini kabul eder. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

2:173
Allah size leşi, kanı, domuz etini, Allah'tan başkası adına kesileni haram kılmıştır. Ama zorda kalanın, sınırı aşmadan, şuna-buna haksızlık ve tecavüze gitmeden yemesinde kendisi için günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

16:119
Şu da var: Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehindedir. Sonra senin Rabbin gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir.

7:153
Günahlar işledikten sonra tövbe ile iman edenlere gelince, o tövbe ve imandan sonra Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.

8:69
Artık kazanç olarak elde ettiklerinizden/ elde ettiğiniz ganimetlerden helal ve temiz olarak yiyin; Allah'tan sakının! Allah çok affedici, çok merhametlidir.

8:70
Ey Peygamber! Elinizde esir olarak bulunanlara de ki: \"Eğer Allah, kalplerinizde bir hayır olduğunu bilirse size, sizden alınandan daha değerlisini verir ve sizi affeder. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.\

6:165
Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan O'dur. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok süratli verir. Ama O, gerçekten çok affedici, çok merhametlidir.

2:226
Kadınları hakkında îlâ yapanlar/yaklaşmamaya yemin edenler için dört ay bekleme vardır. Eğer o süre içinde eşlerine dönerlerse Allah bağışlayan, merhamet edendir.

22:65
Görmedin mi, Allah yeryüzündekileri ve denizde O'nun emriyle akıp giden gemileri sizin hizmetinize verdi. O'nun izni olmaksızın yerkürenin üstüne düşmemesi için göğü O tutuyor. Allah, insanlara karşı elbette Raûf, Rahîm'dir,

9:27
Sonra Allah, bunun ardından da dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

9:91
Güçsüzlere, hastalara, infak edecek bir şey bulamayanlara, Allah ve resulü için öğüt verdikleri takdirde bir günah yoktur. Güzel davrananlar aleyhine bir yol yok. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

9:99
Çöl Araplarından bazıları da Allah'a ve âhiret gününe inanır, harcadığını Allah yanında yakınlıklara ve resulün dualarına vesîle edinir. Dikkat edin! O harcadıkları gerçekten kendileri için bir yakınlık vesîlesidir. Allah onları rahmetinin içine sokacaktır. Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.

11:90
\"Rabbinizden af dileyip O'na yönelin. Rabbim Rahîm'dir, rahmeti sınırsızdır; Vedûd'dur, çok sevgilidir.\

12:53
\"Nefsimi ak-pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir.

16:110
Kuşkusuz, Rabbin; işkenceye uğratıldıktan sonra hicret eden, ardından da cihat edip sabreden kişiler yanındadır. Bütün bunlardan sonra senin Rabbin elbette cömertçe affedecek, cömertçe merhamet edecektir!

14:36
\"Rabbim, onlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Artık beni izleyen bendendir. Bana isyan edene gelince, onun hakkında sen Gafûr ve Rahîm'sin.

2:218
İnanıp hicret eden ve Allah yolunda uğraşıp didinenlere gelince, onlar Allah'ın rahmetini umarlar. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

   raḥīmin   (2)

41:32
\"Gafûr ve Rahîm Allah'tan bir ikram olarak...\

36:58
Rahîm Rab'den bir de sözlü selam!

   raḥīman   (4)

17:66
Rabbiniz odur ki, lütfundan nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler yürütüyor. O, size karşı gerçekten çok merhametlidir.

4:29
Ey inananlar! Mallarınızı aranızda bâtıl bir yolla/tutarsız bahanelerle yemeyin. Kendi hoşnutluğunuzla gerçekleşmiş bir ticaret olursa başka. Kendi canlarınıza kıymayın/intihar etmeyin. Hiç kuşkusuz, Allah, size karşı çok merhametlidir.

33:50
Ey Peygamber! Biz sana şu hanımları helal kıldık: Mehirlerini verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler. Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldık. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımızı biz biliriz. Sana bir zorluk olmasın diyedir bu... Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

48:14
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır! Dilediğini affeder, dilediğine azap eder. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

4:23
Size, şu kadınlarla evlenmek haram kılınmıştır: Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri, kendileriyle birleştiğiniz hanımlarınızdan doğmuş olup evlerinizde oturan üvey kızlarınız -eğer anneleriyle birleşmemişseniz o takdirde sizin için bir günah yoktur- ve sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları. İki kız kardeşi birlikte almanız da haram kılınmıştır. Eskide kalanlar müstesna. Allah çok affedici, çok merhametlidir.

4:16
Eşcinselliği içinizden iki erkek yaparsa onlara eziyet edin. Bu ikisi tövbe eder, durumlarını düzeltirlerse onlara eziyetten vazgeçin. Allah Tevvâb'dır, tövbeleri çok kabul eder; Rahîm'dir, merhametine sınır yoktur.

33:43
O, odur ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size acıyor/destek veriyor. Melekleri de öyle yapıyor. Zaten O, inananlara karşı çok merhametlidir.

25:6
Şöyle söyle: \"Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Kuşkusuz O, Gafûr'dur, Rahîm'dir.\

25:70
Tövbe ederek inanan ve hayra/barışa yönelik bir iş yapan müstesna. Allah, böylelerinin kötülüklerini güzelliğe dönüştürür. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

4:152
Allah'a ve O'nun resullerine iman edip onlardan birini ötekilerden ayırmayanlara gelince, Allah böylelerinin ödüllerini yakında kendilerine verecektir. Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir.

4:100
Kim Allah yolunda hicret ederse yeryüzünde, varıp sığınarak karşı harekete girişecek çok yer bulur; geniş bir imkân da bulur. Ve her kim, evinden Allan'a ve resulüne hicret niyetiyle çıkar da kendisine ölüm yetişirse onun ödülünü vermek Allah'a düşer. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

4:96
Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir.

4:129
Tutkunluk derecesinde isteseniz de kadınlar arasında adaleti sağlamaya asla güç yetiremezsiniz. O halde tam bir eğilimle bir yana yönelip de öbürünü askıdaymış gibi bırakmayın. Barışı esas alıp sakınırsanız, Allah çok affedici, çok merhametli olacaktır.

33:73
Bunun böyle olması, Allah'ın; ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlara, şirke sapmış erkeklerle şirke sapmış kadınlara azap etmesi, mümin erkeklerle mümin kadınların tövbelerini kabul etmesi içindir. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

33:5
Evlatlıklarınızı öz babalarına nispet ederek çağırın! Böyle yapmanız Allah katında adalete daha uygundur. Eğer onların babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır. Yanılarak işlediğiniz şeyde, üzerinize günah yoktur; fakat kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna. Ve Allah Gafûr ve Rahîm'dir.

33:24
Çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe nasip edecek. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

4:110
Kim bir kötülük yapar yahut öz benliğine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse Allah'ı çok affedici, çok merhametli bulur.

33:59
Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar. Bu, onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir yoldur. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir.

4:64
Biz hiçbir resulü, Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesi dışında bir amaçla göndermedik. Eğer onlar, öz benliklerine zulmettiklerinde sana gelip Allah'tan af dileseler, resul de kendileri için af dileseydi, elbette ki Allah'ı tövbeleri cömertçe kabul eden bir Rahîm olarak bulacaklardı.

4:106
Allah'tan af dile; Allah çok affedici, çok merhametlidir.

   sayarḥamuhumu   (1)

9:71
Mümin erkeklerle mümin kadınlar birbirlerinin dostlarıdır. İyilik ve güzelliği belirlenene özendirirler, kötülük ve çirkinliği belirlenenden sakındırırlar. Namazı/duayı yerine getirirler, zekâtı verirler. Allah'a ve resulüne itaat ederler. Allah bunlara rahmet edecektir. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

   laraḥmatan   (1)

29:51
Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.

   lilrraḥmāni   (3)

25:26
O gün gerçek mülk/yönetim Rahman'ındır. Ve o, kâfirler için çok zorlu bir gündür.

20:108
O gün, eğip bükmesi olmayan davetçiye uyarlar. Rahman'ın huzurunda sesler kısılır, artık bir hışıltıdan başka şey işitmezsiniz.

43:81
De ki: \"Eğer Rahman'ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum.\

19:26
\"Artık ye, iç. Gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen şöyle söyle: 'Ben Rahman için oruç adadım. Onun için bugün, insan cinsinden hiç kimseyle konuşmayacağım.\

19:44
\"Babacığım, şeytana kulluk etme! Çünkü şeytan Rahman'a isyan etmişti.\

19:91
Rahman için çocuk iddia ettiklerinden ötürü.

19:92
Rahman'a çocuk edinmek yakışmaz.

25:60
Onlara, \"Rahman'a secde edin!\" dendiğinde şöyle derler: \"Rahman da neymiş? Senin emrettiğin şeye secde eder miyiz hiç?\" Ve bu söz onların nefretini artırdı.

43:17
Onlardan biri, Rahman'a benzer gösterdiği/Rahman'a isnat ettiği kız evlatla müjdelendiğinde, yüzü simsiyah kesilir de öfkeden yutkunur durur.

   wa-ir'ḥam   (1)

23:118
Şöyle yakar: \"Rabbim! Affet, merhamet et! Sen merhametlilerin en hayırlısısın!\"

   wa-ir'ḥamnā   (2)

7:155
Mûsa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. O şiddetli sarsıntı/korkunç titreşim onları yakalayınca Mûsa şöyle dedi: \"Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helâk mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Velî'mizsin! O halde affet bizi, acı bize! Sen affedenlerin en hayırlısısın!\

23:109
Kullarımdan bir zümre \"Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın\" diyorken,

2:286
Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisini hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. \"Ey Rabbimiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın.Gerçeği örten nankörler/inkârcılar topluluğuna karşı yardım et bize!\"

   wal-arḥāma   (1)

4:1
Ey insanlar! Sizi bir tek canlıdan yaratan, ondan eşini vücuda getiren ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinize karşı gelmekten sakının. Adını anarak birbirinizden dilekler dilediğiniz Allah'tan korkun. Rahimlerin haklarına saygısızlıktan da sakının. Şu bir gerçek ki Allah, Rakîb'dir, sizin üzerinizde sürekli ve titiz bir gözetleyicidir.

   wabiraḥmatihi   (1)

10:58
De ki: \"Allah'ın lütfuyla, O'nun rahmetiyle, sadece onunla sevinip ferahlasınlar! O, onların toplayıp yığdıklarından hayırlıdır.\

   watarḥamnā   (1)

7:23
\"Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız.\

   watarḥamnī   (1)

11:47
Nûh dedi: \"Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum.\

   waraḥmatan   (3)

7:52
Yemin olsun ki, biz onlara, ilme uygun biçimde, ayrıntılı kıldığımız bir Kitap getirdik. İnanan bir topluluk için bir kılavuz, bir rahmettir o.

16:64
Bu Kitap'ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun.

19:21
Dedi: \"İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu.\

4:96
Allah katından dereceler, bir bağışlanma, bir rahmet... Allah çok affedici çok merhametlidir.

30:21
Onun ayetlerinden biri de sizin için, kendilerine ısınasınız ve aranızda sevgi ve rahmet koysun diye nefislerinizden eşler yaratmasıdır. Bunda, iyice düşünen bir toplum için elbette ayetler vardır.

31:3
İyilik ve güzellik sergileyenlere bir rahmet ve bir kılavuz olarak;

57:27
Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem'in oğlu İsa'yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil'i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid'at olarak ortaya çıkardıkları ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah'ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır.

6:154
Sonra, güzel davrananlara nimetimizi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdik ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.

16:89
Gün olur, her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki herşey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun.

11:17
Böyleleri şu kimse gibi olur mu: Rabbinden bir beyyine üzerinedir, O'ndan bir tanık da kendisini izler. Tanıktan önce de bir kılavuz ve rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var. Onlar ona inanırlar. Hiziplerden onu inkâr edenin varış yeri ateştir. Ondan asla kuşkuya düşme; o Rabbinden bir haktır ama insanların çokları inanmıyorlar.

28:43
Yemin olsun biz, ilk nesilleri helak ettikten sonra Mûsa'ya Kitap'ı; insanlar için basîretler, kılavuz ve rahmet olarak verdik ki, düşünüp öğüt alabilsinler.

46:12
Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir.

12:111
Yemin olsun ki, resullerin hikâyelerinde, aklını ve gönlünü çalıştıranlar için bir ibret vardır. Bu Kur'an, uydurulacak bir hadis/bir söz değildir; aksine o, önündekini tasdikleyici, her şeyi ayrıntılı kılıcıdır. İnanan bir topluluk için de bir kılavuz ve bir rahmettir.

   waraḥmatun   (3)

2:178
Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında üzerinize kısas yazılmıştır. Hür kişiye karşılık hür, köleye karşılık köle, dişiye karşılık dişi... Kim kardeşi tarafından herhangi bir şekilde affa uğrarsa, bu durumda örfü izlemek ve affedene en güzel biçimde bir ödeme yapmak gerekir. İşte bu, Rabbinizden size bir hafifletme ve bir rahmettir. Kim bundan sonra azgınlık ve düşmanlık ederse onun için korkunç bir azap vardır.

6:157
Şunu da söylemeyesiniz: \"Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk.\" Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor. Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerimize sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağız.

7:203
Onlara bir ayet getirmediğinde, \"Onu da şuradan buradan derleseydin ya!\" diye konuşurlar. De ki: \"Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyuyorum. Bu, Rabbinizden gelen gönül gözleridir, doğruya kılavuzdur, iman eden bir toplum için rahmettir.\

9:61
İçlerinden bazıları da o Peygamber'i incitirler ve şöyle derler: \"O, her şeye kulak kesilir.\" De ki: \"Hayır kulağıdır sizin için o; Allah'a iman eder, müminlere güvenir. İnananlarınız için de bir rahmettir o.\" Allah'ın resulüne eza edenler için korkunç bir azap öngörülmüştür.

2:157
İşte böyleleri üzerine Rablerinden selamlar, bereketler var, bir rahmet var. İşte bunlardır iyiye ve güzele ermiş olanlar.

3:157
Allah yolunda öldürülür yahut ölürseniz, Allah'tan bir bağışlanma ve bir merhamet/bir sevgi onların derleyip topladıklarından çok daha iyidir.

7:154
Öfke, Mûsa'yı rahat bırakınca, levhaları aldı. Onlardaki yazıda, yalnız Rableri karşısında ürperenler için bir rahmet ve bir kılavuz vardı.

10:57
Ey insanlar! İşte, size Rabbinizden bir öğüt, gönüller derdine bir şifa, inananlara bir kılavuz ve bir rahmet geldi.

17:82
Biz Kur'an'dan, inananlar için şifa ve rahmet olacak şeyler indiriyoruz. Ama bu, zalimlerin yıkımını artırmaktan başka katkı sağlamıyor.

27:77
Ve elbette o, inananlara bir kılavuz ve rahmettir.

45:20
Bu Kur'an, insanların kalp gözlerini açacak ışıklardan oluşur. Gereğince inanan bir toplum için de bir kılavuz ve bir rahmettir o.

   waraḥmatu   (1)

43:32
Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır.

   waraḥmatuhu   (1)

4:113
Eğer Allah'ın senin üzerindeki lütfu ve rahmeti olmasaydı, onlardan bir grup seni şaşırtmaya mutlaka yeltenecekti. Ama onlar kendilerinden başkasını saptıramazlar. Ve sana hiçbir şekilde zarar veremezler. Allah sana Kitap'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah'ın senin üzerindeki lütfu çok büyüktür.

2:64
Bunun ardından da yüz çevirip döndünüz. Eğer Allah'ın size lütfu ve rahmeti olmasaydı, kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olacaktınız.

4:83
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardısıra giderdiniz.

24:10
Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı neylerdiniz! Ve hiç kuşku yok, Allah Tevvâb'dır, Hakîm'dir.

24:14
Eğer dünya ve âhirette Allah'ın lütfu üzerinizde olmasaydı, içine daldığınız o yaygarada size mutlaka büyük bir azap dokunurdu.

24:20
Ya Allah'ın lütfu ve rahmeti üzerinizde olmasaydı! Allah Raûf'tur, Rahîm'dir.

24:21
Ey iman edenler! Şeytanın adımlarını izlemeyin. Kim şeytanın adımlarını izlerse, şeytan ona iğrençlikleri ve kötülüğü emreder. Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, içinizden tek kişi bile asla temize çıkamazdı. Ama Allah dilediğini artırıp temizliyor. Allah her şeyi işitiyor, her şeyi biliyor.

   waraḥmatī   (1)

7:156
\"Bize hem bu dünyada güzellik yaz hem de âhirette! Dönüp dolaşıp sana geldik.\" Buyurdu ki: \"Azabıma dilediğimi çarptırırım. Rahmetime gelince, o her şeyi çepeçevre kuşatmıştır. Ben onu; sakınıp korunanlara, zekâtı verenlere, ayetlerimize inananlara yazacağım.\

   wayarḥamu   (1)

29:21
Dilediğine/dileyene azap eder, dilediğine/dileyene rahmet eder. O'na döndürüleceksiniz.

   yarḥamakum   (1)

17:8
Rabbiniz size belki rahmet eder. Ve eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de döneriz. Ve biz, cehennemi, küfre batanlar için çepeçevre kuşatan bir zından yapmışızdır.

   yarḥamkum   (1)

17:54
Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik.

   yarḥamnā   (1)

7:149
Başları avuçları arasına düşürülüp de sapmış olduklarını fark ettiklerinde şöyle yakardılar: \"Rabbimiz bize merhamet etmez, bizi affetmezse mutlaka hüsrana düşünlerden olacağız.\

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...