←Prev   Nun-Zal-Ra  Next→ 

ن ذ ر
Nun-Zal-Ra
Kökün genel değeri.
mı onları uyardın , uyardığı , uyarması , uyarması , uyarıldı , sizi uyardım , sizi uyarıyorum , biz sizi uyardık , onları uyardı , uyarmaları, uyarsınlar diye , uyarıldıkları , uyarılanların , nezirler(den), uyaranlar(dan) , uyarıcılar , nezirler(den) , nezir, uyarıcı , nezir, adak , uyarıları , sen uyarırsın , onları uyarmadın , bundan sonra, artık uyar , öyleyse, işte ben sizi uyardım , sizi uyarmam için , için uyarırsın , uyarması için , sizi uyarması için , uyarıcı, uyaran , uyarıcı , nezirler, uyarıcılar , nezirler, uyarıcılar , nezir(den), bir adak , nezir olarak, uyarı olarak , için adadım , nezrettiniz, adadınız , nezirlerini, adaklarını , bir nezir, uyarıcı , uyarıcı , benim uyarım, uyarmam , nezir, uyarıcı , ve uyar , ve uyar, ikaz et , ve onları uyar , ve uyarmalar , ve sen uyarırsın , ve uyarman için , ve uyarılsınlar diye , ve uyarmaları, inzar etmeleri için , ve uyarıcılar , ve benim uyarılarım , ve uyarıcı , ve uyarıcı olarak , ve uyarır, korkutur , ve sizi uyarıyorlar , uyarıldıkları
   a-andhartahum   (1)

2:6
Şu bir gerçek ki, o küfre batmış olanları sen uyarsan da uyarmasan da onlar için aynıdır; iman etmezler.

36:10
Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.

   andhara   (1)

46:21
Âd kavminin kardeşini de an! O, kendinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçtiği Ahkaf'ta, toplumunu şöyle uyarmıştı: \"Allah'tan başkasına kulluk/ibadet etmeyin! Gerçek şu ki, ben sizin büyük bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum.\

   andhiri   (1)

10:2
\"İnsanları uyar, iman edenlere de kendileri için Allah katında yüksek bir doğruluk derecesi bulunduğunu müjdele\" diye içlerinden bir er kişiye vahiy göndermemiz, insanlara şaşırtıcı mı geldi? Küfre batanlar: \"Bu adam açık bir büyücüdür.\" dediler.

   andhir   (1)

71:1
Biz, Nûh'u, \"Toplumunu, kendilerine korkunç bir azap gelmeden önce uyar!\" diye kavmine gönderdik.

   undhira   (1)

36:6
Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.

   andhartukum   (1)

41:13
Yüz çevirirlerse şöyle de: \"Sizi, Âd ve Semûd'a çarpan yıldırıma benzer bir yıldırıma karşı uyarıyorum.\

   undhirukum   (1)

21:45
De ki: \"Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.\" Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki!

   andharnākum   (1)

78:40
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: \"Keşke toprak olsaydım!\"

   andharahum   (1)

54:36
Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi.

   andhirū   (1)

16:2
Kullarından dilediğine melekleri, emrinden olan ruh ile şöyle diyerek indirir: \"Gerçek şu: Benden başka ilah yok, o halde benden sakının!\

   undhirū   (1)

18:56
Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise bâtıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.

46:3
Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak olarak ve belirlenmiş bir süre için yarattık biz. Küfre batanlarsa uyarılmış oldukları şeyden yüz çevirmektedirler.

   l-mundharīna   (3)

27:58
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Uyarılmış olanlar üzerine inen yağmur da ne kötüdür!\

37:73
Bir bak, nasıl oldu uyarılanların sonu!

37:177
Azap, yurtlarına indiğinde, uyarılanların sabahı ne kötü olacaktır!

10:73
Bunun üzerine, onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla beraber bulunanları kurtardık, onları yöneticiler yaptık; ayetlerimizi yalanlayanları da batırıp boğduk. Bak da gör, önceden uyarılanların sonu nice oluyor!

26:173
Üzerlerine bir de yağmur yağdırdık. Ne de kötüymüş uyarılanların yağmuru!

   l-mundhirīna   (1)

26:194
Senin kalbine ki, uyarıcılardan olasın.

27:92
\"Ve Kur'an okumakla emrolundum. Artık kim yola gelirse kendi nefsi için gelir. Sapmışa gelince, böylesine de ki: 'Ben uyarıcılardan biriyim. Hepsi bu!\

   l-nudhuru   (3)

46:21
Âd kavminin kardeşini de an! O, kendinden önce ve sonra uyarıcıların gelip geçtiği Ahkaf'ta, toplumunu şöyle uyarmıştı: \"Allah'tan başkasına kulluk/ibadet etmeyin! Gerçek şu ki, ben sizin büyük bir günün azabına uğramanızdan korkuyorum.\

54:41
Yemin olsun, Firavun hanedanına da uyarılar gelmişti.

54:5
Doruk noktaya çıkmış, isabeti tartışmasız bir hikmettir o. Ama uyarılar yarar sağlamıyor.

   l-nudhuri   (1)

53:56
Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.

   l-nadhīru   (2)

15:89
Ve de ki: \"Ben, evet ben, apaçık konuşan bir uyarıcıyım!\

35:37
Feryat edip dururlar orada: \"Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım.\" Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık.

   bil-nadhri   (1)

76:7
Onlar verdikleri sözü tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir günden korkarlar.

   bil-nudhuri   (1)

54:23
Semûd da uyarıları yalanlamıştı.

54:33
Lût kavmi de uyarıları yalanladı.

54:36
Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi.

   tundhiru   (2)

35:18
Hiçbir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez. Yükü ağır gelen, onu taşımaya çağırsa bile, kendisinden hiçbir şey yüklenilmez. Akraba bile olsa... Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namazı/duayı yerine getirenleri uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir. Dönüş Allah'adır.

36:11
Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!

   tundhir'hum   (2)

36:10
Sen ha uyarmışsın onları ha uyarmamışsın, fark etmez onlar için; inanmazlar.

2:6
Şu bir gerçek ki, o küfre batmış olanları sen uyarsan da uyarmasan da onlar için aynıdır; iman etmezler.

   fa-andhir   (1)

74:2
Kalk da uyar!

   fa-andhartukum   (1)

92:14
Ben sizi, köpürerek yanan bir ateşe karşı uyardım.

   li-undhirakum   (1)

6:19
Sor: \"Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür?\" De ki: \"Benimle sizin aranızda Allah tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım. Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz?\" De ki: \"Ben buna tanıklık etmiyorum.\" De ki: \"O, sadece tek bir tanrıdır! Ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!\

   litundhira   (3)

7:2
Bir kitaptır bu; sana indirildi, onunla uyarıda bulunasın diye ve inananlar için bir öğüt ve düşündürme olarak... O halde, bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.

36:6
Babaları uyarılmamış, tam gaflet içinde bir toplumu uyarman için gönderildin.

28:46
Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.

32:3
Yoksa \"Onu uydurdu\" mu diyorlar?! Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.

42:7
İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.

   liyundhira   (1)

36:70
Diri olanı uyarsın ve gerçeği örten nankörler/inkârcılar aleyhine söz hak olsun diye indirilmiştir.

18:2
Katından dosdoğru gelen açık bir söz olarak indirdi onu. Ki, zorlu bir iş ve oluş konusunda uyarsın ve barışa yönelik hayırlı ameller sergileyen müminlere, kendileri için güzel bir ödül öngörüldüğünü muştulasın...

40:15
O Refî'dir, dereceleri yükseltendir; arşın sahibidir. Buluşma günü hakkında uyarmak için emrinden olan Rûh'u kullarından dilediğine indirir.

46:12
Halbuki ondan önce, bir önder ve bir rahmet olarak Mûsa'nın kitabı var! Bu Kur'an da öncekileri tasdikleyen bir kitaptır. Zulmedenleri uyarsın, güzel davrananlara müjde olsun diye Arap dilindedir.

   liyundhirakum   (1)

7:63
\"Korunmanız, rahmet bulmanız için sizi uyarmak üzere bir adam aracılığıyla Rabbinizden size bir öğüt gelmesine şaştınız mı?\

7:69
\"Sizi uyarmak için içinizden bir adam aracılığıyla size Rabbinizden bir ihtar gelmesine şaştınız mı? Hatırlayın ki, O sizi Nûh toplumundan sonra halefler yaptı ve yaratılışta size daha fazla bir boy-bos verdi. Allah'ın nimetlerini anın ki kurtulabilesiniz.\

   mundhirun   (2)

38:4
Kendi içlerinden kendilerine bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. Ve şöyle dedi bu nankörler: \"Bu adam yalanlar düzen bir büyücü...\

50:2
İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: \"Acayip şey bu!\

38:65
De ki: \"Ben, sadece bir uyarıcıyım. O Vâhid ve Kahhâr Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur.\

13:7
Küfre sapmış olanlar şöyle derler: \"Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!\" Sen sadece bir uyarıcısın ve her topluluk için doğruyu ve iyiyi gösteren bir önder vardır.

   mundhiru   (1)

79:45
Sen sadece, ondan korkanları uyaransın.

   mundhirūna   (1)

26:208
Biz, uyarıcıları olmayan hiçbir kenti/uygarlığı helâk etmemişizdir.

   mundhirīna   (3)

37:72
Yemin olsun, onların içlerinde uyarıcılar görevlendirmiştik.

44:3
Biz onu kutlu/bereketli bir gecede indirdik. Hiç kuşkusuz, biz uyarıcılarız.

46:29
Bir zaman, cinlerden bir topluluğu, Kur'an'ı dinlemeleri için sana yöneltmiştik. Onu dinlemeye hazır hale geldiklerinede: \"Susup dinleyin!\" dediler. Dinleme bitirilince de uyarıcılar olarak kendi toplumlarına döndüler.

   nadhrin   (1)

2:270
Hayır olarak harcadığınız, adak olarak adadığınız her şeyi, Allah mutlaka bilir. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır.

   nudh'ran   (1)

77:6
Özür yahut uyarı için,

   nadhartu   (2)

19:26
\"Artık ye, iç. Gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen şöyle söyle: 'Ben Rahman için oruç adadım. Onun için bugün, insan cinsinden hiç kimseyle konuşmayacağım.\

3:35
Hani, İmran'ın karısı şöyle demişti: \"Rabbim, karnımdakini özgür bir biçimde sana adadım; onu benden kabul et! Kuşkusuz,sen, evet sen, her şeyi duyan, her şeyi bilensin!\

   nadhartum   (1)

2:270
Hayır olarak harcadığınız, adak olarak adadığınız her şeyi, Allah mutlaka bilir. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır.

   nudhūrahum   (1)

22:29
Sonra, kirlerini atsınlar, adaklarını yerine getirsinler, saldırılardan korunmuş/tarihî/yüce evi tavaf etsinler.

   nadhīrun   (3)

53:56
Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.

7:184
Düşünmediler mi ki, o arkadaşlarında cinnetten eser yok. Apaçık bir uyarıcıdan başkası değildir o.

7:188
De ki: \"Ben kendi nefsime, Allah'ın dilediğinden başka ne bir yarar sağlayabilirim ne de bir zarar verebilirim. Eğer gaybı biliyor olsaydım iyilik ve güzelliği elbette çoğaltırdım. Bana kötülük dokunmamıştır bile. Ben, inanan bir topluluk için bir uyarıcı ve müjdeciden başkası değilim.\

26:115
\"Ben sadece açık bir biçimde uyarmaktayım.\

67:9
Derler ki: \"Gelmedi olur mu? Bize uyarıcı geldi. Fakat biz yalanladık. Ve: 'Allah bir şey indirmemiştir, siz büyük bir sapıklık içindesiniz, başka değil!' şeklinde konuştuk.\

11:2
Ki başkasına değil, yalnız Allah'a ibadet edesiniz! Kuşkusuz, ben size O'ndan gelen bir uyarıcı ve müjdeciyim.

11:25
Yemin olsun biz, Nûh'u da toplumuna resul olarak göndermiştik. \"Ben sizin için açık bir uyarıcıyım.\

22:49
De ki: \"Ey insanlar, ben sizin için, açıklayıcı bir uyarıcıdan başkası değilim.\

34:46
De ki: \"Size, bir tek şey öğütleyeceğim: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkın, sonra da iyice düşünün!\" Arkadaşınızda cinnetten eser yok! O, şiddetli bir azap öncesinde sizi uyaran bir kişiden başkası değil.

35:23
Sen sadece bir uyarıcısın!

35:24
Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.

35:42
Yeminlerinin tüm gücüyle Allah'a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.

35:42
Yeminlerinin tüm gücüyle Allah'a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.

38:70
\"Bana, sadece açık bir uyarıcı olduğum vahyediliyor.\

51:50
O halde Allah'a kaçın/sığının! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.

51:51
Allah'ın yanına başka bir ilah koymayın! Ben size O'ndan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.

67:8
Öfkesinden çatlayacak hale gelir. İçine bir güruh atıldıkça, onun bekçileri bunlara sorarlar: \"Size hiçbir uyarıcı gelmedi mi?\

71:2
O dedi ki: \"Ey toplumum! Hiç kuşkunuz olmasın, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım.\

29:50
Dediler ki: \"Ona Rabbinden mucizeler indirilseydi ya!\" De ki: \"Mucizeler Allah katındadır. Bana gelince, ben açıkça uyaran biriyim. Hepsi bu.\

46:9
De ki: \"Ben, resuller içinden bir türedi değilim! Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Bana vahyedilenden başkasına da uymam! Ve ben, açıkça uyaran bir elçiden başkası da değilim.\

67:26
De ki: \"Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim.\

11:12
Belki de sen; onlar, \"Ona bir hazine indirilseydi, yahut beraberinde bir melek gelseydi ya!\" diyorlar diye göğsün sıkışıp daralarak, sana vahyedilmekte olanının bir kısmını terk etmeye kalkarsın. Gerçek olan şu ki, sen sadece bir uyarıcısın. Allah ise her şey üzerinde bir Vekîl'dir.

   nadhīrin   (2)

34:34
Biz, hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek, onun servet ve refahla şımaranları mutlaka şöyle demişlerdir: \"Biz, sizin elçilik yaptığınız şeyi inkâr ediyoruz!\

34:44
Oysaki biz onlara, araştırıp ders alacakları kitaplar vermemiştik; daha önce kendilerine bir uyarıcı da göndermemiştik.

43:23
İşte böyle! Senden önce de hangi kente bir uyarıcı göndermişsek oranın servetle şımarmış kodamanları mutlaka şöyle demişlerdir: \"Biz atalarımızı bir ümmet/bir din üzerinde bulduk; onların eserlerine uyarak yol alacağız.\

28:46
Ve sen, biz seslendiğimizde, Tûr tarafında da değildin. Sen, senden önce kendilerine uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarmak için Rabbinden bir rahmetsin. Bu sayede onların düşünüp öğüt almaları umuluyor.

5:19
Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. \"Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı\" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye Kadîr'dir.

32:3
Yoksa \"Onu uydurdu\" mu diyorlar?! Hayır, haktır o; senin Rabbindendir; senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar.

   nadhīri   (1)

67:17
O göktekinin, çakıl taşları taşıyan bir rüzgârı üzerinize salmayacağından emin misiniz? O zaman bileceksiniz nasılmış uyarım!

   nadhīran   (2)

25:1
Şanı yücedir o kudretin ki, hakla bâtılı ayıran o Furkan'ı, bütün âlemler için bir uyarıcı olsun diye kuluna indirdi.

25:51
Eğer dileseydik, her kente bir uyarıcı gönderirdik.

74:36
İnsan için bir uyarıcıdır.

25:7
Şunu da söylemişlerdir: \"Ne biçim resuldür bu; yemek yiyor, sokaklarda yürüyor. Üzerine bir melek indirilmeli, beraberinde özel bir uyarıcı olmalı değil miydi?\

   wa-andhiri   (1)

14:44
İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: \"Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım.\" Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?

   wa-andhir   (1)

26:214
En yakın akraba ve hısımlarını uyar.

6:51
Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların O'ndan başka ne bir dostu vardır ne de şefaatçısı.

   wa-andhir'hum   (1)

19:39
Sen onları, o hasret günü ile ilgili olarak uyar. Çünkü onlar gaflet içindeyken, iman da etmemişken iş bitirilmiş olacaktır.

40:18
Onları, yaklaşan felaket günü hakkında uyar! Yürekler gırtlaklara dayanmıştır; yutkunurlar. Zalimlerin ne bir dostu vardır ne de sözü dinlenir bir şefaatçıları.

   wal-nudhuru   (1)

10:101
De ki: \"Göklerde ve yerde neler var/neler oluyor, bir bakın!\" O ayetler ve uyarılar iman etmeyen bir toplumun hiçbir işine yaramaz.

   watundhira   (1)

19:97
Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.

42:7
İşte böyle! Biz sana Arapça bir Kur'an vahyettik ki, ülke ve medeniyetlerin anasını ve çevresindekileri uyarasın. Ve toplama günü konusunda da uyarıda bulunasın. Hiç kuşku yok o günde. Bir bölük cennettedir, bir bölük ateşte.

   walitundhira   (1)

6:92
Bu da bizim, kentlerin/medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğimiz bir kitap. Kutsal-bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona da inanırlar ve onlar namazlarına/dualarına devam ederler.

   waliyundharū   (1)

14:52
İşte bu, onunla uyarılsınlar, Allah'ın tek ilah olduğunu bilsinler, aklı ve gönlü işleyenler de ibret alsınlar diye, insanlara yöneltilmiş bir tebliğdir.

   waliyundhirū   (1)

9:122
İnananların hepsinin birden savaşa çıkmaları doğru değildir. Onların her kesiminden bir grubun dinde derin bilgiler edinmek ve sefere çıkan topluluk geri döndüğünde, korunmaları ümidiyle onları uyarmak için arkada kalmaları gerekmez mi?

   wamundhirīna   (2)

6:48
Biz o gönderilen elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte bir şey için göndermiyoruz. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur. Tasalanmayacaklardır onlar.

2:213
İnsanlar bir tek ümmet idi. Sonra Allah, peygamberleri müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdi. Onlarla beraber, anlaşmazlığa düştükleri konularda, insanlar arasında hükmetsinler diye gerçeği taşıyan kitabı hak olarak indirdi. O kitapta anlaşmazlığa düşenler, o kitap kendilerine verilmiş olanlardan başkaları değildi. Bunlar, kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra sırf aralarındaki kıskançlık/doymazlık/azgınlık/denge noktasından sapma/yalancılık/zulüm/kibir/zinakârlık yüzünden, çekişmeye girmiştir. Sonra Allah kendi izniyle, inananları, üzerinde tartışmaya girdikleri gerçeğe tekrar ulaştırdı. Allah, dilediği kişiyi/dileyeni dosdoğru yola iletir.

4:165
Müjdeleyici ve uyarıcı resuller gönderdik ki, elçiler geldikten sonra insanların Allah'a karşı kanıtı olmasın. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.

18:56
Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise bâtıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.

   wanudhuri   (1)

54:16
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

54:18
Âd da yalanlamıştı. Ama nasıl oldu azabım ve uyarılarım!

54:21
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

54:30
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım!

54:37
Yemin olsun, Lût'un misafirlerinden nefislerini tatmin etmek istemişlerdi de onların gözlerini silme kör etmiştik. Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı?

54:39
Hadi, tadın azabımı ve uyarılarımı!

   wanadhīrun   (1)

5:19
Ey Ehlikitap! Resullerin arası kesildiği bir sırada resulümüz size geldi; ayan-beyan açıklamalarda bulunuyor. \"Bize ne müjdeci geldi ne uyarıcı\" demeyesiniz. İşte müjdeci de geldi size, uyarıcı da. Allah her şeye Kadîr'dir.

   wanadhīran   (2)

33:45
Ey Peygamber! Hiç kuşkusuz, biz seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

17:105
Biz onu hak ile indirdik ve o hak ile indi. Seni de ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

34:28
Biz seni, bütün insanlara bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik, başka değil! Ama insanların çokları bilmiyorlar.

35:24
Şu bir gerçek ki, biz seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.

41:4
Muştulayıcı ve uyarıcı olarak. Onların pek çoğu yüz çevirdi; kulak verip dinlemezler onlar.

2:119
İnan olsun ki, biz seni hak üzere bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen, cehennem ehlinden sorgusuale çekilmeyeceksin/cehennem yâranından sen sorumlu değilsin.

25:56
Biz seni sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik.

48:8
Şu bir gerçek ki, biz seni, bir tanık, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.

   wayundhira   (1)

18:4
Ve \"Allah bir çocuk edindi\" diyenleri uyarsın diye indirdi onu.

   wayundhirūnakum   (1)

39:71
İnkâr edenler bölük bölük cehenneme sevk edilirler. Oraya geldiklerinde onun kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: \"Size, içinizden resuller gelmedi mi ki, Rabbinizin ayetlerini karşınızda okusunlar ve sizi şu gününüze kavuşmanız hususunda uyarsınlar?\" Onlar: \"Evet, derler, geldi ama inkârcılar hakkında azap hükmü hak oldu.\

6:130
Ey cinler ve insanlar topluluğu! İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi? \"Kendi aleyhimize tanıklık ettik.\" dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler.

   yundharūna   (1)

21:45
De ki: \"Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum.\" Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki!

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...