←Prev   Elif-Vav-Ye  Next→ 

ا و ى
Elif-Vav-Ye
Kökün genel değeri.
barındırdılar, himaye ettiler yanına aldı (barındırdı) sığınırım, iltica ederim sığındıkları sığındığımız, orada bulunduğumuz meva, barınma kendisini barındırır ben sığınacağım o zaman sizi barındırdı barındırdı sonra artık, o halde, sığının onların barınma yeri, varacağı yer sizin barınağınız, sığınacak yeriniz onların varacakları yer onların varacakları, barınacakları yer ve ikisini barındırdık, yerleştirdik ve yanına alırsın ve sizin dönüş yeriniz ve onun barınağı, sığınağı ve onların sığınağı, barınağı ve onların barındıkları yer, sığınacakları yer
   āwaw   (1)

8:72
Onlar ki, inanıp hicret ettiler, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihat ettiler; onlar ki hicret edenleri barındırdılar, onlara yardım ettiler, işte onlar birbirlerinin dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, hicret edecekleri vakte kadar size onların yönetiminden bir şey düşmüyor. Ama sizden dinde yardım isterlerse, sizinle aralarında antlaşma bulunan bir topluluk aleyhinde olmamak üzere, kendilerine yardım etmeniz gerekir. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.

8:74
O inanıp hicret edenler, Allah yolunda cihat edenler, o barındırıp yardımcı olanlar var ya, gerçek müminler işte onlardır! Bir bağışlanma var onlar için, bol bir rızık var.

   āwā   (1)

12:69
Kardeşler Yûsuf'un yanına girdiklerinde, Yûsuf öz kardeşini yanına çekip dedi: \"Şu bir gerçek ki, ben senin kardeşinim. Onların yapıp ettiklerine üzülme.\

12:99
Nihayet, Yûsuf'un huzuruna vardıklarında Yûsuf, ana-babasına sarılıp kucakladı. Ve şöyle dedi: \"Girin Mısır'a, Allah dilerse emniyet ve güven içinde olacaksınız.\

   āwī   (1)

11:80
Dedi: \"Ah, size karşı koyacak bir gücüm olsaydı yahut sağlam bir kaleye sığınabilseydim.\

   awā   (1)

18:10
Hani, o yiğit gençler o mağaraya sığındılar da şöyle dediler: \"Ey Rabbimiz, katından bir rahmet ver bize ve bizim için bir çıkış yolu lütfet işimize.\

   awaynā   (1)

18:63
Genç adam dedi: \"Bak sen şu işe, hani kayaya sığınmıştık ya, işte o sırada balığı unuttum. Onu hatırlamamı bana unutturan, şeytandan başkası değildi. Balık, denizin içinde acaip bir biçimde yolunu tuttu.\

   l-mawā   (4)

79:39
Cehennem, barınağın ta kendisidir.

79:41
Cennet, barınağın ta kendisidir.

53:15
O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe.

32:19
İman edip hayra/barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık olarak barınacakları cennet konakları vardır.

   tu'wīhi   (1)

70:13
Kendisini kucaklayıp barındıran ailesini.

   saāwī   (1)

11:43
Oğlu cevap verdi: \"Bir dağa sığınacağım, beni sudan korur.\" Nûh dedi: \"Allah'ın merhamet ettiği dışında bugün hiç kimse için Allah'ın kararından kurtaracak yoktur.\" Ve ikisi arasına dalga girdi de o, boğulanlar arasına katıldı.

   faāwākum   (1)

8:26
Düşünün ki, siz bir zamanlar yeryüzünde ezilip horlanan bir azınlıktınız. İnsanların sizi çarpıvereceğinden korkuyordunuz. Bu haldeyken Allah sizi barındırdı, yardımıyla sizi destekledi ve şükredersiniz ümidiyle sizi tertemiz nimetlerle rızıklandırdı.

   faāwā   (1)

93:6
O seni bir yetim olarak bulup da barınağa kavuşturmadı mı?

   fawū   (1)

18:16
\"Madem ki onlardan ve Allah dışındaki taptıklarınızdan yüz çevirip kenara çekildiniz, hadi mağaraya sığının ki, Rabbiniz size rahmetinden bir nasip yaysın ve işinizde size kolaylık ve başarı sağlasın.\

   famawāhumu   (1)

32:20
Sapmış olanların varacakları yerse ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri çevrilirler. Ve şöyle denir onlara: \"Yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadıverin!\

   mawākumu   (1)

57:15
Bugün artık ne sizden fidye alınır ne de küfre sapanlardan. Varacağınız yer ateştir. Odur sizin mevlânız. Ne kötü dönüş yeridir o!

   mawāhumu   (1)

10:8
Kazandıkları şeyler yüzünden varış yerleri ateş olacakların ta kendileridir.

   mawāhum   (2)

17:97
Allah kime hidayet verirse doğru olan yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa, böyleleri için O'nun dışında dostlar bulamazsın. Kıyamet günü böylelerini kör, dilsiz ve sağır bir halde yüzleri üstüne sürerek haşrederiz. Varacakları yer cehennemdir ki, alevi dindikçe kızgın ateşini körükleyiveririz.

4:121
Bunların varacakları yer cehennemdir. Ve cehennemden kaçıp kurtulacak bir yer bulamazlar.

3:197
Azıcık bir nimetlenmedir o. Sonra onların varacağı yer cehennem olacaktır. Ne kötü yataktır o!

4:97
Melekler, öz benliklerine zulmetmiş olanların canlarını alırken, onlara şöyle dediler: \"Neredeydiniz siz?\" Cevap verdiler: \"Yeryüzünde ezilip horlananlardandık biz.\" Melekler dediler ki: \"Allah'ın yeryüzü geniş değil miydi? Orada bir yerden bir yere göçseydiniz ya!\" İşte böylelerinin varacağı yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!

   waāwaynāhumā   (1)

23:50
Meryem'in oğluyla annesini birer ayet kıldık ve onları oturmaya uygun pınarlı bir tepeye yerleştirdik.

   watu'wī   (1)

33:51
Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir. Allah Alîm'dir, Halîm'dir.

   wamawākumu   (1)

29:25
İbrahim dedi: \"Şu bir gerçek ki, siz dünya hayatında aranızda sevgi oluşturmak için Allah'ın berisinden putlar edindiniz. Sonra, kıyamet gününde birbirinizi tanımaz olacaksınız, bazınız bazınıza lanet edecek. Hepinizin varacağı yer cehennemdir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır.\

45:34
Şöyle denilir: \"Unutuyoruz sizi bugün! Tıpkı sizin, bugününüze kavuşmayı unuttuğunuz gibi. İşte böyle! Sığınağınız ateştir; hiçbir yardımcınız da olmayacaktır.\

   wamawāhu   (1)

3:162
Allah'ın hoşnutluğunu izleyen kişi, Allah'ın gazabına uğrayan ve barınağı cehennem olan kişiyle aynı mıdır? Ne kötü varış yeridir o!

8:16
Her kim böyle bir günde, savaşmak için başka bir yer tutmak yahut başka bir birliğe katılmaya gitmek dışında onlara arkasını dönerse, Allah'tan bir gazaba çarpılmış olur. Varacağı yer cehennemdir onun. Ne kötü varış yeridir o!

5:72
Yemin olsun ki, \"Allah, Meryem'in oğlu Mesih'in ta kendisidir!\" diyenler küfre batmışlardır. Mesih şöyle demişti: \"Ey İsrailoğulları, hem sizin Rabbiniz hem de benim Rabbim olan Allah'a kulluk/ibadet edin! Gerçek olan şu ki, Allah'a ortak koşana Allah, cenneti haram kılmıştır. Varacağı yer ateştir onun. Zalimlerin yardımcıları olmayacaktır.\

   wamawāhumu   (2)

24:57
Sakın o küfre sapanların, yeryüzünde âciz bırakıcı güçler olduklarını zannetme. Varacakları yer ateştir onların. Ne kötü dönüş yeridir o, ne kötü!

3:151
Allah'ın, kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştukları için, küfre sapanların kalplerine korku salacağız. Barınakları ateştir onların. Ne kötüdür o zalimlerin varacakları yer!

   wamawāhum   (1)

9:95
Yanlarına döndüğünüzde kendilerini paylamaktan vazgeçesiniz diye Allah'a yemin edecekler. Vazgeçin onlardan, çünkü hepsi pisliktir! Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer cehennemdir.

13:18
Rablerinin çağrısına olumlu cevap verenler için güzellik vardır. O'na olumlu cevap vermeyenlere gelince, yeryüzündekilerin tamamı onların olsa, bir o kadar da ilave edilse, kurtulmak için bunların tümünü fidye verirlerdi. Böylelerinin hesabı kötü olacaktır; varacakları yer de cehennemdir. Ne kötü yataktır o!

66:9
Ey Peygamber! Küfre sapanlarla ve münafıklarla mücadele et ve onlara karşı sert davran! Varacakları yer cehennemdir onların. Ne kötü dönüş yeridir o!

9:73
Ey Peygamber! Küfre sapanlarla, ikiyüzlülerle cihat et! Onlara sert davran! Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü dönüş yeridir o!

Teşekkür ederim:
IslamAwakened
bu kök sayfaları mümkün kılan herkese teşekkür etmek istiyor.
Çalışmadan formüle etmek için ilham aldık...